"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’tan AKP’ye statüko bekçiliği

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Kasım 2015, Cuma
Ekseninde 27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül-28 Şubat silsilesinin yer aldığı bir siyasî proje çerçevesinde, her dönemde farklı siyasî aktörler kullanılarak, perde gerisindeki Kemalist statüko korunup sürdürülmeye çalışılıyor.

Statüko, 12 Eylül Anayasasını halkın yüzde 92’sine baskı ve tehditle onaylatarak bu yolda önemli ve stratejik “başarı”larından birini kazanmıştı. Aynı şeyi, bu anayasa ile getirdiği siyasî yasakların devamı için 1987’de yapılan referandumda da tekrarlamak istedi, ama buna karşı verilen zorlu ve kararlı mücadele neticesinde bu defa kılpayı ile kaybetti.

Sonra Türkiye 12 Eylül düzeninden kurtulma çabalarının yavaş da olsa gündeme gelmeye başladığı bir sürece girdi. İhtilâl anayasasındaki ilk değişiklikler, DYP-SHP iktidarında yapıldı.

Ama 90’lı yıllarda millî görüşe halk desteğinin artması ve buna paralel olarak laikçi tepkilerin tırmanışa geçmesi genel iklimi bozup, olumlu süreci tersine çevirdi. Darbe düzeninden çıkma ve demokratikleşme gündeminin yerini, sonu gelmeyen laiklik-irtica tartışmaları aldı.

Bir seneyi dahi tamamlayamadan çekilmek mecburiyetinde bırakılan yarım millî görüş iktidarının Türkiye’ye ne kadar pahalıya mal olduğu, sonraki gelişmelerle gözler önüne serildi.

Üç defa kesintiye uğrayan yarım asırlık çok partili demokrasinin kazanımları, bu iktidar bahane edilerek başlatılan 28 Şubat sürecinde büyük zarar gördü ve ağır tahribata uğradı. 

Bu sürecin siyasette meydana getirdiği büyük yıkımın sonucunda sahneye çıkan AKP’nin 13 yıllık tek parti iktidarının büyük kısmında da 28 Şubat tasarrufları devam etti ve ancak son dönemde kısmen kaldırılabildi. 

Başörtüsü yasağının kalkması, imam hatiplerin orta kısımlarının tekrar açılması, 28 Şubat mağduriyetlerinin kısmen telafisi... son bir-iki senenin icraatları. Ancak bunlar yapılırken, 28 Şubat’ın başlatıp da yarım bıraktığı başka bir operasyona hız verildi.

Fethullah Hoca ve cemaati “terör örgütü” ilan edilerek, cemaate ve kurumlarına karşı tam bir tasfiye ve linç operasyonu başlatıldı.

“Bizim meselemiz paralel yapıyla, cemaatin masum tabanı rahat olsun” söylemleriyle başlatılan süreç, gelinen noktada, cemaat mensuplarının neredeyse tamamının hedef alındığı ve başörtülü hanımların dahi kelepçelenip derdest edildiği bir noktaya taşındı.

(Devam edeceğiz.)

tweet 1- Başörtülülere kelepçe rezaletine Başbakanın el koyması ve Emniyet Müdürünün açığa alınması olumlu bir gelişme. Darısı diğer hukuksuzluklara.

tweet 2- Kelepçe yanlışından dönüldü, peki operasyonun ve gözaltının haklılığı var mı? Herhalde o da yakında ortaya çıkar... 

tweet 3- Başbakan gazeteciye saldırı olursa onu savunma sözü vermişti. Peki, gazeteye polis baskını olursa? 

Okunma Sayısı: 3240
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    13.11.2015 18:36:20

    TUZUN KOKTUĞU ZAMANDAYIZ. TUZU KOKMAKTAN KURTARDIĞIMIZDA FELAHA ULAŞIRIZ.

  • Mustafa BİTER

    13.11.2015 16:45:26

    Acaba , Üstad Ankara'yı ziyaretinde orada neler görmüştü ?

  • cemal özkaya

    13.11.2015 11:47:51

    hukuksuzluğun başörtülüsü açığı olmaz. hukuksuzluk kimden kime yapılırsa yapılsın doğru değildir. sanki kapalılara yapılması yanlış imajı oluşuyor veya oluşturulmaya çalışılıyor. hayır efendim. hukuksuzluk açık-kapalı bayanada yapılsa, sakallı-sakalsız erkeklerede yapılsa kanun önünde eşitlik adına itiraz etmek lazım.

  • Garib Doğu

    13.11.2015 09:23:43

    Bir asra yakındır bu siyasi manevraları,oyunları,hileleri seyrediyoruz.Hep bir ileri,iki geri gidiyoruz.Ülke bir türlü bu siyasi oyunlar yüzünden,maddi, manevi büyük hamleler yapamıyor.Büyük sıçramalar kayıt edemiyor.Bu oyunları bozacak,etkisiz hale getirecek siyasi bir kadro ne zaman zuhur edecek. Ne zaman yeter artık diyecek, bu menhus oyunlara son verecek,milleti şaşırtmaktan kurtaracaktır? Cidden merak edilen bir mesele...

  • Hüseyin İLHAN

    13.11.2015 06:19:37

    Yaşanılanların bana gösterdiği ve hakim olan kanaatim şu,28 ŞUBAT sürecinde milletimize dayatılan jakoben kemalizm hile ve sinsice devam etttirilmektedir.Güya idare müslüman amma nasıl icraat var.MÜSTEHCENLİK almış başını gidiyor.ZİNA-FAİZ-BOŞANMALAR,UYUŞTURURCU KULLANIMI-YOLSUZLUK-HIRSIZLIK-HAKSIZLIK-ADALETSİZLİK zirve yapmış.Dindarların hak-hukuk ve adalet anlayışlarında farklılaşma oldu ve menfi manada ise bu tezgahın inceden inceye nasıl planlandığı gayet net ortadadır.Hele hele inanan insanların arasına sokulan nifak,bölücü fikirlerin artması,müslüman komşularımız ile daha iyi komşuluk ilişkileri yerine bunun bozulması gelinen noktada AKP nin fayda dan çok zarar verdiği,tahribat yaptığı açıkı ve net.İSRAF almış başını gidiyor.HARAM ile HAYIR olmaaz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı