Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, yaklaşık 3 aydır devam eden şiddetli çatışmalar en çok çocukları etkiledi. İlçede bulunan çocukların çoğunda travmatik sorunlar baş gösterirken, uzmanlar, ailelerin ve çevrenin bu durumu göz ardı etmemesi konusunda uyarılarda bulundu.
Diyarbakır’ın Sur İlçesi'nde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve sonrasında başlayan şiddetli çatışmalar nedeni ile ilçede bulunan aileler evlerini terk ederek başka mahallelere taşınmak zorunda kaldı. İHA'nın haberine göre şiddetli çatışmaların devam ettiği Sur ilçesinde yankılanan silah ve bomba sesleri tüm kente yayılırken, bu durumdan en çok çocuklar etkilendi. Özellikle Sur bölgesinde yaşayan, silah ve bomba seslerini çok yakından duyan çocuklarda travmatik belirtiler ortaya çıkmaya başladı. Uzmanlar, davranışsal ve duygusal sorunlar yaşayan çocukların, zaman kaybettirilmeden psikiyatriye götürülmesi gerektiğini söyledi.
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şeref Şimşek, Sur İlçesi'nde yaşanan olayların en başta çocukları etkilediğini söyledi. Olaylar nedeni ile çocukların ruh halinin mutlaka etkilendiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Şimşek, “Burada çocukların ruh halini etkileyen bir çok travma aynı anda meydana geliyor. Evinden veya çevresinden zorunlu bir şekilde göç etmek zorunluluğu, yakınını kaybetmesi, maddi sorunlar gibi pek çok travmayı çocuklar yaşamak zorunda kalıyor” dedi.
"Kısa dönemde psikolojik belirtiler gözlenebilir"
Kısa dönemde çocuklarda psikolojik belirtilerin gözlenebileceğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Şimşek, şunları söyledi:
"Travma yaşamış kişilerde en belirgin özellik travma ile ilişkili gözünün önünde canlanmalar, hatırlamalar, rahatsız edici, sıkıntıya sokucu anıların canlanması, sanki olayı tekrar tekrar yaşıyormuş gibi hissetmesi, ailesinin gördüğü bir psikolojik sıkıntı hali mevcutsa bu çocukların mutlaka tedavi edilmeleri gerekiyor. Erken dönemde bu belirtilerin fark edilmesi önemli. Ailelerin öncelikli problemi beslenme ve barınma. Daha alt sosyoekonomik düzeydeki çocuklarda daha sık, sosyal desteğin daha az olduğu, maddi desteğin daha az olduğu çocuklarda daha sıklıkla karşılaştığımız durumlar. Bu ailelerin uzman arayalım, çocuğumuzun etkilenmesi var mı gibi öncelikli kaygısı olmuyor, onların kaygısı başka. Bu çocuklar mutlaka, etraftaki yetkili kişiler tarafından valilik aracılığıyla, kaymakamlık aracılığıyla bu çocukların o desteğe ulaştırılması gerekiyor."
"Tedavi edilmeyen çocukların durumu ileride daha kötüye gidecektir"
Travma yaşayan çocukların tedavi edilmemeleri halinde durumlarının ileride daha da kötüye gideceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Şimşek, şöyle konuştu:
"Bu çocuklar şu anda tedavi edilmezse, biz bunu kendiliğinden zaman içinde geçer deyip bunu zamana bırakırsak bu doğrudur, belki çocukların bir kısmı zaman içerisinde bir kısmı düzelecektir hiçbir müdahale edilmezse bile, ama bir kısmı da daha da kötüye gidecektir müdahale edilmediği takdirde. Travma başlı başına bütün psikiyatrist hastalıklar için bir risk faktörüdür. En başta travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, kaygı bozukluğu, madde kullanımı antisosyal kişilik yapısı ve daha sayılamayan hepsi için tek başına travma yaşamış olmak bir risk faktörüdür. Bu çocuklar bir çok travma yaşıyor ve travma hala sürüyor. Bu çocukların hepsi bir olmamakla beraber mutlaka hepsinin az ya da çok etkilendiğini düşünüyorum. ailenin özellikle bu çocuk eskiden böyle değildi dediği durumlar dikkat edilmesi durumlar."
"Ailelere ulaşmaya çalışıyoruz"
Sur’da devam eden çatışmaların ardından kendilerine başvuran hasta sayısında bir artışın olmadığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Şimşek, bunda ailelerin önceliğinin beslenme ve barınmanın ön planda olmasına işaret etti. Yrd. Doç. Dr. Şimşek, "Hasta sayısında bir artış yok. Tam tersi bir azalma var. Sur bölgesinden bize daha önce başvuran hasta sayısı azdı, olaylardan sonra çok daha fazla azaldı. Biz daha önceki kayıtlarımızdan bu ailelere ulaşmaya çalıştık, ne durumdalar diye, bunlara ulaştık biz buradayız, bekliyoruz dedik, tedavisi yarım kalmasın diye bunu ailelere izah etmeye çalıştık. Ailelerin bir kısmı geldi bir kısmı gelemedi" diye konuştu.