Şahs-ı manevînin duâ ve kuvveti ile 2018 Mayıs ayında projesi ve gerekli izinleri tamamlanarak tam da Ramazan ayı öncesi “Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır” dâvâsı ile hizmet yolculuğuna başlayan “Medrese-i Seyyare” bir seneyi aşkındır Risale-i Nur’un ve hizmetimizin tanıtımı için haftanın 6 günü Mersin’in çeşitli yerlerinde kesintisiz olarak yolculuğuna devam etmektedir. Okul, Cami, Sahil, Semt Pazarları, Futbol sahaları, Alış veriş merkezi, Çarşı ayrıca köy ve ilçelerdede gezici kütüphane özelliği ile hem neşriyatımızı tanıtmaya, hem de insanları tanımaya devam ediyoruz. 

Bu tanıma ve tanışma vesilesiyle insanlardan öyle yaşanmışlıklar ve hayat hikâyeleri dinliyorsunuz ki bazılarını size aktaracağız.

Ayrıca her Pazartesi Mersin sahilinde semaverde çay eşliğinde ve çimenlerin üstüne serdiğimiz hasır üstünde semt dersimizi özellikle gençlerle yaparak sahili Nurlandırma projesini de gerçekleştiriyoruz. Şimdi kış mevsiminde olduğumuzdan ya araç içinde ya da gençlerin spor faaliyeti yaptığı saha kenarlarında derslerimize devam ediyoruz.

‘Medrese-i Seyyare’den günde yaklaşık 50 adet Bizim Aile, GençYorum ve Can Kardeş dergisi veya kitaplarımız ücretsiz olarak alınıyor. “Al götür oku getir” kampanyası ile tanıştığımız insanlar daha sonra çay içmeye ve ders yapmaya geliyorlar. İlk başlarda genelde emekli insanlar gelir diye düşünürken zaman geçtikçe gençlerin ve çocukların daha fazla ilgi gösterdiğini ve hayalimdeki proje işte bu dediklerini duyduk. Bu kapsamda kütüphanelerimizde okunmayı bekleyen dergi ve kitaplar tekrar neşriyat hizmetine girmiş oluyor. Ayrıca yeni abonelikler oluşuyor. Kitap sirkülasyonu olduğundan dolayı büromuz aktifleşiyor. Medrese-i Seyyare’nin kapısında insanların ücretsiz olarak dergilerimize kolayca ulaşabileceği bir kısım mevcut. İnsanlar araca gelip baktıklarında tanışmak istemeseler de bu kısımdan dergi alıp gidiyorlar.

Bu hizmeti yaparken yaşadığınız ve tanıştığınız çok insan oluyor, müsbet ve menfi tavır ve davranışlarla karşılaşabiliyorsunuz. Hiç beklemediğiniz kişilerden çok samimî ve şevklendirici geri bildirimler alabiliyorsunuz. Tanıştığınız insanların her birinin yaşanmışlıkları oluyor. Ve size aynı bir psikolog gibi aktarabiliyor. Medrese-i Seyyare ayrıca manevî tedavi merkezi görevi de yapıyor. 

Her birini yazmak elbette isteriz, fakat içlerinden en çarpıcı olanları sizlere aktarmak istiyorum:

1- Sahilde saat 22:15 civarında 3 kişi ile araç içinde ders yaparken Ebru isminde bir hanım geldi, ilgisini çeken ‘Medrese-i seyyare’ ile ilgili sorular sordu. Aracı görüp merak ettiğini ve gezici bir kütüphanenin bu saatte orada ne yaptığını merak ettiğinden tanışmak istediğini aktardı. Sonrasında yaklaşık 45 dakika dertlerini, sıkıntılarını ve hayattan lezzet alamadığını, çok iyilik yapmasına rağmen akrabalarının onu dışladığını aktardı ve dinlerken parkinson hastası olmasına rağmen ayakta ve ikram ettiğimiz çayı elinde tutarak bir yudum bile almadan bizi dinledi. Kendisine tabure vermemize rağmen hiç oturmadı. Kendi tabiri ile şu an burada çok farklı bir auro var ve elim titremiyor, hastalığımı hissetmiyorum dedi. Aslında ben bu gece sahile hayatımla ilgili nihaî kararı vermek üzere geldim demesi sonrasında hepimiz şaşırdık. En son hakikat pınarı Risale-i Nur’dan kendisine okuduğumuz Hastalar Risalesi ve Küçük Sözler’i alarak ayrıldı.

2- Mezitli Ulu Cami önünde Cuma namazı sonrasında bizde bulunmayan ‘Delâil-i Hayrat’ kitabını soran Halil Bey ilmi kitap okumak istediğini ve araştırmacı olduğunu, fakat malûm şahsada çok muhabbeti olduğunu aktarınca müsbet diyalog sonucu önce bir Mektubat ile başlayan okuma heyecanı ve sonrasında bütün kitapları alarak Külliyat alımına varan bir dostluğumuz oluştu. 

Ve Risaleleri ve Tarihçe-i Hayatı okudukça Bediüzzaman’ı çok yanlış tanıdığını söylemesi ve muhabbetinin yönünü değiştirmesi bizleri çok sevindirdi. Mersin’de uzak bir ilçeye taşınmasına rağmen 1 seneyi aşkındır görüşmeye devam ediyoruz.

3- Sahilde Kumluk Cami önünden geçen üniversite talebesi Tolga kardeşin ‘Medrese-i Seyyare’yi görüp aracın dışındaki karikatürde “Dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor” yazısını okuduktan sonra kendisinin de buhran geçirdiğini, sıkıntı ve bunalım içinde olduğunu aktardıktan sonra kendisine Küçük Sözler ve Hastalar Risalesi verildi.

4- Özel bir hastanede Anestezi uzmanı olarak çalışan ve sahile ailesi ile birlikte kahvaltı’ya gelen Hüseyin Bey’in bize çay ikramı sonrası dergilerimizi inceledikten sonra müsbet yayınlarımızdan dolayı bizlere teşekkür etmesi ve dergi ve kitaplardan alması.

5- Semt pazarı çıkışında tanışmaya gelen Hayreddin Bey’e Risalelerden bahsettikten sonra İhlâs Risalesi’ni görüp bize temkinli bir ses tonuyla “Ya ben de bu risaledeki isimle aynı olan bir şirkete para kaptıranlardanım. Bu İhlâs Risalesi’nin onunla bağlantısı var mı demesi bizleri şaşırttı. Hem de tebessüm ettirdi. Din adına konulan isimler sonrası yapılan hataların nasıl dine zarar verdiğini bir kez daha hatırlattı.

6- Sahilde görevli amir ve yanında iki memur ile teftiş için gelip amacımızı anladıktan ve izin belgemizi gördükten sonra evde ailesine götürmek üzere kitaplarımızdan alması.

7- Suriyeli 3 öğrenci kardeşin çok hoş ve komik geçen yarı Türkçe yarı Arapça sohbetimiz sonrası Arapça İttihad-ı İslâm ve Gelin Kardeş Olalım kitaplarını alması.

8- Yine sahilde Pazartesi günü çimenlerin üstünde ders yaparken 2 bisikletli gencin gelip Medrese-i Seyyareyi incelemesi, dâvetimize icabet edip dersimizi dinlemesi, çayımızı içmesi, çok kaliteli ve düşünceye yönelik sorular sormaları ve muhabbetimiz sonrası gezici kütüphane için hayalimdeki proje deyip teşekkür etmeleri.

9- Yozgatlı Çelebi Bey’in tanıştıktan sonra Alevilikle ilgili düşünce ve bilgilerini paylaşması, fakat bazı noktalarda hatalı olduğunu fark edince Risale-i Nur’daki Alevilik tanımını anlatmamız sonrası çok memnun olması ve Risale-i Nurlar’ı inceleyeceğini söylemesi.

10- Kitap fuarı önünde araç içinde 5. Şuâ’yı ders yaparken bir abinin gelip ders esnasında oturup dinlemesi, ders sonrası isim verilmemesine rağmen ilgili konuya itirazlarını aktarması bizim de, itiraz ettiği şeyin hadis olduğunu ve araştırabilmesi için ilgili kitabı vermemiz sonrası epeyce bir gün geçtikten sonra gelip haklı olduğumuzu söylemesi.

11- Mersin Kaleköy’de ilkokul çağı çocuklarının şaşılacak ilgisi ve bir dolup bir boşalır şekilde kitaplara olan ilgileri sonrasında anne ve babalarını getirip kitap ve dergi almaları sonucu Can Kardeş ve Genç Yorum dergilerinin bitmesi. Aynen Bediüzzaman Hazretleri’ni görüp de yanına koşan günahsız çocukların ilgisini hatırlattı.

12- 70’lik bir ihtiyarın şiirler eşliğinde gelip gençlik aşkı ile evlenemediğini kendini şarkı ve şiire vurduğunu, aşkın ağlamalarını bitiremediğini gördük. Kendisine Mektubat’tan hakikî ve mecazi aşk tarifini yapıp yine şiirler eşliğinde tekrar görüşmek üzere gönderdik. Gıyabında Duâ ettik.

Bu ve bunun gibi onlarca kişi her gün ‘Medrese-i Seyyare’den ya dergi, ya kitap, ya fikir ve düşünce alarak ya da ders yaparak ayrılıyor. Hiç uğramasa bile dış görünüme bakıp Risale-i Nurlar’ı görüyor. Aracın dışındaki akan yazıdan vecize okuyor. Gelip çayımızı içiyor, tanışıyor. İnsanlarla tanıştıkça bu hizmetin vatan sathına yayılması gerektiğini daha iyi anlayabiliyorsunuz. İhtiyarımız olmadan biri bizi istihdam ediyor ve müşteri gönderiyor. Risale-i Nur kendi kendini hayatın içinden derslerle okutturuyor.

Bu vesileyle Seyyar Medresemize Mersin Büromuz’dan kitap ve dergi alarak katkıda bulunan ve başka illerden kitap, dergi gönderen gün içinde uğrayan duâ eden telefonla arayan abi ve kardeşlerimizi tebrik ediyoruz.

Şu düşüncemi de duâ hükmünde aktarmak istiyorum.

Rabbim kitap fuarları gibi her ilin imkânı dahilinde ‘Medrese-i Seyyare’ ile gezici fuarı olmasını ve neşir hizmetini hızlandırmasını nasip etsin.

İmkânı ve zamanı olanların şevk ile niyet edip bu hizmeti yapmasını nasip etsin.

Rabbim İhlâsla bu hizmette olmayı daim etsin.

Selâm ve duâ ile… 

Medrese-i Seyyare ekibi adına.

SERTAÇ LÜSER