Gazetemizin Anadolu’daki temsilcilikleri, büroları, kitap satış mağazaları muhtaç gönüllerin Risale-i Nurlar’a en kısa yoldan ulaştığı, kavuştuğu yerlerdir. Buralar birçok kimsenin yaşantısının değiştiği ve hayatında dönüm noktası olmasına vesile olmuş mekânlardır.
Yakın zamanda yaşanmış bir örneğini İzmit temsilcimiz Salih Oral ve Veysel Karahan kardeşlerimizin kaleminden “dövmeli kız” başlıklı yazısını ilgiyle okumuştuk. Şimdi dövmeli kızın ikinci gelişini sizlere aktarmak istiyorum.
Tarih 17.11.2018, Saat 13:45’te kitabevimize bir kız geldi. “Beni tanıdınız mı?” dedi. Ben de tanıdığımı söyledim (dövmeli kız diyemedim). Allah biliyor ya bu kızcağızın kitabevine ikinci sefer geleceğini tahmin ediyordum ve öyle de oldu. Buyrun ne arzu ediyorsunuz, diye söze başladım.
O da:
“Sizden daha önce aldığım ve bana okunmasını tavsiye ettiğiniz kitapları okudum ve çok beğendim.” Hollanda’dan geldiğini ve o kitaplardan ablasına da verdiğini söyledi. Bu sefer nişanlısı ile beraber gelmişti. Buraya uğramadan önce nişanlısı ona başka bir kitabevinden kitap almak istediğini söylemiş. O da Yeni Asya Kitabevinde bu kitapların bulunacağını söylemiş.
Kitapları seçerken ben de kendilerine yardımcı olmak istedim. Madem evlilik hazırlığı yapıyorsunuz size evlilikle ilgili birkaç kitap tavsiye edeyim, dedim. Ali Ferşadoğlu’nun “EŞLER BİRBİRİNDEN NE BEKLER?”, Sebahattin Yaşar’ın “MUTLU AİLE MODELİ” kitaplarını tavsiye ettim onları aldılar.
Bu arada, “Hz. Meryem’i çok merak ediyorum, öyle bir kitap var mı?” diye sordu. M. Ali Kaya’nın “Hz. İSA” isimli kitabını takdim ettim. Yanında yine M. Ali Kaya’nın “PEYGAMBERİMİZİN HAYATI” isimli kitabını ve “Hz. ALİ” kitabını aldı. Nişanlısı olan gence de Gençlik Rehberini takdim ettim. O da kitabı kısa bir incelemeden sonra almaya karar verdi. Hediye kitap olarak da Hanımlar Rehberini verdim.
Bu sefer yüzü gülüyordu, geçen sefer geldiğindeki gibi bir bunalım ve sıkıntısı yoktu. Mont ve pantolon giydiği için dövmeleri gözükmüyordu. Belki de dövmeleri sildirmişti. Yeni bir hayata hazırlandığı ve bir arayış içinde olduğu ve aradıklarının bir kısmını bulduğu belliydi.
“Amca biz artık gidelim” dedi. Ocak ayında evleniyorlarmış, kendilerini şimdiden tebrik ederek hayırlı evlilikler diledim. Allahaısmarladık derken, “Amca ben size yine geleceğim” dedi...
Her halde üçüncü gelişinde bir müjde getirmenin sinyallerini veriyordu.
İlk gelişinde “Allah’ım bana hidayet ver dememiş miydi?”