Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti kurucularından Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç'ın Dolmabahçe görüşmelerine ilişkin yaptığı açıklamaları doğru bulduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CNN TÜRK'te 'Tarafsız Bölge' programında Ahmet Hakan, CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat ve Hürriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Deniz Zeyrek'in sorularını cevaplıyor.
Kılıçdaroğlu, Bülent Arınç'ın açıklamalarına ilişkin soruya şu cevabı verdi: "Bu tamamen AKP'nin iç tartışmasıdır, bizi ilgilendirmez. Ama ele alınan konu önemlidir. Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, Dolmabahçe görüşmeleriyle ilgili olarak Bülent Arınç'ın açıklamaları doğrudur. AK Parti'nin kendi içinde güneş yüzü görmemiş gerçekler var. Dolmabahçe'deki görüşmeden Erdoğan'ın haberinin olmaması mümkün değil. Sayın Arınç, hepimizin bildiği gerçekleri söyledi.
AK Parti'de farklı sesler çıktı ama baskıyla sözlerini geri çektiler. Bülent Arınç, içerden gelen bir baskıyla geri adım atmaz. Arınç'ın partide bir ağırlığı var, bunu hepimiz biliyoruz. Demek ki Arınç bile artık patlama noktasına geliyor. Yeni bir parti, hareketin çıkacağını hiç zannetmiyorum. Sayın Arınç, gerçekleri fazlasıyla biliyor ama söyleyemiyor. Sayın Bülent Arınç'a bildiklerini söylememek yakışmıyor. Kul hakkı yiyene karışmıyorsanız, o suça ortak oluyorsunuz demektir. Arınç, gün yüzü görmemiş hakikatleri söylemeyecekse hiç konuşmasın. Bu, Arınç - Erdoğan arasındaki mesele değil, tüm devleti ilgilendiren bir konu bu."
'GÖKÇEK MUHATAP ALINACAK KİŞİ DEĞİL'
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ahmet Hakan'ın, "Melih Gökçek, 'bana cevap hakkı doğdu' demiş Twitter'den. Gökçek'i eleştirdiniz mi?" sorusu karşısında CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Gökçek, muhatap alınacak kişi değil. Biz Bülent Arınç'ı konuşuyoruz. Gerek var mı?" ifadelerini kullandı.
Aylin Nazlıakan'nın partiden ihraç edilip edilmeyeceği sorusuna ise Kılıçdaroğlu, artık bu saatten sonra kararın disiplin kurulu tarafından verileceği cevabını verdi. Kılıçdaroğlu, "Parti meclisinde bu görüşülecek. Merkez yönetim kurulu bunu gönderdi. Ancak parti meclisi karar verecek. Bunu gerekçeleri ile açıklayacak. Kendisi değerlendirir. Kendi aramızda tartışacağız. Disiplin kuruluna sevki gerekiyorsa, hangi gerekçe ile sevk edildiği söylenecek." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE TOPLAMA KAMPI OLMAMALI"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kendi ülkemizin sınırlarının bir başka ülkenin savaş uçağı tarafından ihlal edilmesini asla doğru bulmuyoruz. Eğer angajman kurallarına uyulmuyorsa ve bunun da gereğinin yapılması bizim beklentimizdir." dedi.
Almanya'da bulunan Kılıçdaroğlu, Almanya Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ile kahvaltıda bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Almanya'nın mülteci sorununa ilişkin tutumuyla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi: "Mülteci konusunun parasal boyuta indirgenmesini asla doğru bulmuyoruz. Milyonlarca Suriyeli aylarca Türkiye'de kalmıştır. Avrupa Birliği bu konuda tümüyle sessizliğini korumuştur. Hem Suriye hem mülteciler konusunda.... Ne zamanki mülteciler Avrupa'ya gelmeye başladı ondan sonra Avrupalılar 'neden mülteciler buraya geliyor' diye seslerini çıkarmaya başladılar. Mülteciler daha iyi koşullarda hayatlarını sürdürmek istiyorlar. Türkiye'yi değil Avrupa'yı tercih ediyorlar. Eğer bir kişi ölümü göze almışsa bir uygar ülkeye gitme konusunda, onun önüne duvarları da örseniz o ölümü göze almışsa o ülkeye gidecektir. Nitekim de gidiyorlar. Türkiye'ye para verilip mültecileri Türkiye'yi bir toplama kampı alanı haline dönüştürülmesini istemek doğru değil."
"ANGAJMAN KURALLARIMIZ VAR"
Rus uçağının Türk hava sahasına ihlaline ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Suriye ile ilgili yeni angajman kurallarını belirlemişti ve bunu bütün dünyaya ilan etmişti. Dolayısıyla bizim angajman kurallarımız bellidir. Kendi ülkemizin sınırlarının bir başka ülkenin savaş uçağı tarafından ihlal edilmesini asla doğru bulmuyoruz. Eğer angajman kurallarına uyulmuyorsa ve bunun da gereğinin yapılması bizim beklentimizdir."
"PARLAMENTER SİSTEMDEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİZ"
Kılıçdaroğlu, yeni anayasaya ilişkin bir soru üzerine de, "12 Eylül döneminde çıkan yasaların tamamen değişmesi gerekiyor. Özgürlükçü, birinci sınıf demokrasi açısından. '12 Eylül darbe yasası' diyorlar. Bu darbe yasasının basınla ilgili bölümünde şöyle yazar: 'Basın hürdür sansür edilemez'. Yeni anayasa yaptığınızda ne yazacaksınız, aynı şeyi yazacaksınız. Peki, Türkiye'de bugün basın hür mü, hayır! Haber yaptı diye gazeteciler hapiste, bazı gazetelere el kondu, yönetimlerine kayyum atandı. O zaman demek ki 'basın hürdür sansür edilemez' anayasa maddesi fiilen çalışmıyor. Çalıştırmayan unsurlar nedir? 12 Mart, 12 Eylül döneminde çıkan yasalar. Biz diyoruz ki; eğer siz Türkiye’ye birinci sınıf demokrasi getirecekseniz buyurun gelin Türkiye'yi darbe hukukundan tümüyle arındıralım. Almanya'da Japonya'da, Amerika'da, Fransa'da İngiltere'de ne varsa demokrasi insan hakları özgürlükler adına ne varsa gelin kendi ülkemizde aynısını gerçekleştirelim. O zaman parlamenter sistem zaten çalışacaktır. Siyasi Partiler Yasası. Türkiye'de seçimler yapılıyor. Milletvekillerini halk mi seçiyor? Hayır, halk seçmiyor. Milletin önüne bir liste konuyor. Deniyor ki kendi ülkemizde de aynısını getirelim diyorsanız ancak o zaman parlamenter sistem çalışır. Halkın önüne liste konulursa böyle demokrasi mi olur? Milletvekilini millet seçer. Gelin bunun hukuki altyapısını oluşturalım, kendi ülkemize demokrasiyi getirelim diyoruz. Dolayısıyla biz parlamenter sistemden şikayetçi değiliz. Parlamenter sistemi çalıştırmayan yasalardan şikayetçiyiz. O yasaların kalkması lazım."
"CUMHURBAŞKANINI YİNE PARLAMENTO SEÇEBİLİR"
Başkanlık sistemi ve cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bir soruya da Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi: "Başbakan zaten parlamenter sistemde ne ise onun gereği yapılmalı. Gerekirse Cumhurbaşkanı halk değil yine eskiden olduğu gibi parlamento tarafından seçilebilmeli. Oturulur, konuşulur. Arzu edilirse ille parlamento değil halk tarafından da seçilebilir. Yani bir cumhurbaşkanının halk tarafından veya parlamento tarafından seçilmesi o cumhurbaşkanına anayasayı ihlal etme hakkı vermez. Cumhurbaşkanı kim tarafından seçilirse seçilsin anayasal sınırları içinde görev yapmak zorundadır. 'Halk beni seçti, ben istediğimi yaparım'. Hayır efendim, halk seni seçse de istediğini yapamazsın. Bugün başkanı Amerika'da halk seçiyor, Obama istediğini yapıyor mu? Hayır! İngiltere'de kraliçe var, istediğini yapıyor mu? Hayır! Yarı başkanlık sistemi Fransa'da var istediğini yapıyor mu? Hayır. Almanya'da Alman Cumhurbaşkanı istediğini yapıyor mu? Hayır, öyle bir şey yok. Herkes hukuk kuralları içinde hareket etmek zorundadır. 'Halk beni seçti ben istediğimi yaparım'. Böyle bir kural dünyanın hiçbir tarafında yok."
"VATANDAŞLARA ACISIN"
Kılıçdaroğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi: "Sayın Davutoğlu 'bir erken seçimden söz etmek vatana ihanettir' diye bir cümle kullandı. Hangi gerekçeyle kullandı bilmiyorum. Ama Türkiye'nin eğitimden ekonomiye dış politikaya toplumsal uzlaşmaya kadar her alanda dünya kadar sorunu var. Bütün bu sorunlar ortadayken seçim neyi çözecek? Tek başına bir iktidar var. Parlamentoda istediği yasayı çıkarabilecek bir hükümet var. Bir kişinin egosunu tatmin etmek için sürekli seçim anlayışı olabilir mi? Biraz da vatandaşlara acısın. Benim dediğim olacak, oluncaya kadar ben toplumu sürekli seçime götüreceğim. Bu bir yönetici açısından ciddi bir ahlak sorunudur."
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine de, "Mülteci sorunu Avrupa liderlerinin ezberini bozdu." ifadesini kullandı.