Türkiye için bir beka sorunu yok diyen eski Turizm Ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, “İktidar iyice yoruldu, aslında bir nöbet değişikliği gerekiyor. Ama iktidar bu doğal demokratik süreci içine sindiremediğinden böyle keskin ve tehlikeli söyleme yöneldi” dedi.
Eski Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, “Geçmişte, 80 öncesi siyasetin en çatışmacı olduğu dönemlerde bile bu kadar ayrımcı, düşmanca bir dil kullanılmıyordu. Bu son seçimlerde sanırım iktidar iyice yoruldu, aslında bir nöbet değişikliği gerekiyor. Ama iktidar bu doğal demokratik süreci içine sindiremediğinden böyle keskin ve tehlikeli söyleme yöneldi” diye konuştu. Ötekilerin postası’ndan Arzella Bektaş’a konuşan Günay seçim sürecini değerlendirdi.
Önemli bir oy kaybı yaşanacak
“Türkiye 70 yıldır çok partili siyasal sistemi sürdürmeye çalışıyor. 1946’dan bu yana 20 genel seçim yaşadık, bir o kadar da yerel seçim. İlk kez 2015’den sonra siyasetin dili bu kadar gergin, suçlayıcı, ötekileştirici olmaya başladı” diyen Günay, “Bugünkü muhalefetin iktidar için gerçek bir tehdit oluşturacağı söylenemez. Şimdiye kadarki edilgen tutumları ortada. Ancak iktidarın önemli bir oy kaybı yaşayacağı da görülüyor. Aslında 7 Haziran 2015’te de bu sonuç yaşandı ve muhalefet öngörüsüz ve cesaretsiz tutumuyla o sonuçları heba etti. O tarihten bu yana da iktidar yapay yöntemlerle konumunu korumakta direniyor” açıklamasında bulundu.
Türkiye için bir beka sorunu yok
Beka söylemi hakkında da konuşan Günay, “Türkiye için bir beka sorunu yok. Seçim, iktidar için önemli oy kaybı işaretleri verirse, iktidar için belki bir ‘beka’ sorunundan söz edilebilir. O da Türkiye’nin kaybı değil, hayrı olur. Türkiye’de çok parti var, ancak siyaset çoğulcu değil, çoğunlukçu. Demokrasilerde çoğunluk elbet önemlidir, ama her şey demek değildir. Azınlıkta olanların da hak ve hukukunun korunması esastır. Devletin yapısı da siyaset gibi, çoğulcu değil, tekilci. Her şey tek-tip bir kalıba sokulmak isteniyor. Çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti yapısı içinde bütün yurttaşların etnik ve inanç farklılıklarına bakılmaksızın hak ve özgürlüklerde eşit olması şart. Türkiye bu eşitliği hiçbir zaman tam anlamıyla sağlayamadı” ifadelerini kullandı.
Huzursuz toplumda üretimin bereketi kalmaz
Tanzim satışlarla ilgili düşünceleri sorulan Günay, “Daha önce de yazıp söyledim. Tanzim satışları çare değildir. Üretime boş vermiş, özelleştirme, tüketim ve israfa teslim olmuş bir ekonomik çöküntünün çaresizliğidir. Çare üretime önem vermektir; hukuka müdahaleden vazgeçerek iç ve dış yatırımcının önünü açmaktır. Huzura ve barışa ihtiyacı olan bir toplumda sürekli gerginlik, hasımlık, düşmanlık yaratırsanız ne üretimin bereketi olur, ne tüketimin tadı kalır” şeklinde cevap verdi.