İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Türkiye olarak biz gerekçesiz ve gerekçeden bağımsız olarak her türlü terör eylemini, şiddet eylemini şiddetle kınıyoruz. Karşısında her türlü uluslararası işbirliğini hem önemli hem de zorunlu görüyoruz" dedi. 

Türk İdareciler Derneği tarafından Vilayetler Evi'nde, İdareciler Günü dolayısıyla düzenlenen programa katılan Ala, burada yaptığı konuşmasına eski Vali Galip Demirel'e rahatsızlığı dolayısıyla geçmiş olsun dileklerini ifade ederek başladı.

Mülki idare amirlerinin Türk idare sistemi içerisinde çok özel yerleri bulunduğunu dile getiren Ala, mülki idare amirlerinin kurumsal olarak idarenin başı olduklarını, koordinasyon sağlayıp hedef gösterdiklerini söyledi.

"Anayasamızda bir felsefe var, 'Devletin ülkesi ve milleti' diye başlar" ifadesini kullanan Ala, "Oysa dünyanın gidişatı ve Türkiye'nin artık reformu, dönüşümü, milletin devleti ve ülkesi yönündedir" dedi. 

Bakan Ala, değişim ve dönüşümü takip edecek olanın mülki idare amirleri olacağını belirterek, "Nasıl ki mülki idare sistemi Osmanlı'nın son döneminde bir reform hareketi olarak inşa edilmişse, sistem olarak söylüyorum şimdi de dünyanın aldığı yeni hız, yeni istikamet çerçevesinde gerçekten yenileşmeye ihtiyacımız var" diye konuştu.

Ala, mülki idare amirlerinin özlük haklarının sürekli gündeminde bulunduğunu, bu meselenin çözümünü birlikte çalışarak başaracaklarını belirtti.

"Dünyanın birinci öncelikli konusu terör"

Yeni yüzyılda terör konusunun dünyanın birinci öncelikli konusu haline geldiğini belirten Ala, şöyle devam etti:

"Afganistan'dan Irak'a, Suriye'ye, Avrupa ülkelerine, Amerika Birleşik Devletleri'ne yani dünyanın bütün kıtalarında, bütün ülkelerinde yönetimlerin ele almak durumunda olduğu en önemli konu. Türkiye'nin yıllardır mücadele ettiği önemli bir husus, burada bizim tecrübelerimizin aktarılması da sorununun çözümü bakımından gerçekten önem arzedecektir. Bu küresel terör karşısında uluslararası işbirliği kaçınılmazdır. Bu küresel terörün iletişim devriminden yararlanarak artık sınır tanımaz bir hale geldiği açık ortadadır. Yıllarca Türkiye kendi başına terörün ne kadar ağır bir sorun olduğunu, nasıl gerekçeden ve amadan bağımsız olarak lanetlenmesi gereken bir husus, bir şiddet eylemi olduğunu, bir insanlık dışı yöntem olduğunu anlatmaya çalıştı."

"Türkiye olarak biz gerekçesiz ve gerekçeden bağımsız olarak her türlü terör eylemini, şiddet eylemini şiddetle kınıyoruz. Karşısında her türlü uluslararası işbirliğini hem önemli hem de zorunlu görüyoruz" ifadesini kullanan Ala, Afrika'dan Avrupa'ya terör olaylarının aynı şekilde yaşandığını, terörün bir insanlık sorunu olduğunu vurguladı.

Çözüm süreci

Ala, Türkiye'de terörü tamamen gündemden çıkaracak bir süreç yönettiklerine işaret ederek, "Gerçekten gelişmiş bir demokrasi hedefiyle bu sorunların önemli miktarda çözüleceği bir süreç yönetiyoruz, bu çözüm süreci. Geldiğimiz noktada 2002'den beri ciddi reformlar yapıldı. Her attığımız adım bir önceki adımdan daha ileri götürdü hem demokratik, hem siyasal, hem ekonomik, hem sosyal açıdan. Bu adımlar sonucudur ki Türkiye'de çözüm sürecini uygulayabileceğimiz bir vasat oluştu" şeklinde konuştu. 

Demokrasinin gelişmesi sonucunda bölgedeki insanların teröre desteğinin azaldığını anlatan Ala, vatandaşların Türkiye'nin mülki idare amirlerine, yöneticilerine güvenlerinin arttığını söyledi. 

Güvenlik paketi

Güvenlik paketinin Meclise sunulduğunu hatırlatan Ala, "Vatandaşımızın temel hak ve özgürlüklerini kurallara uyarak hiçbir şekilde kısıtlayan ya da geri götüren bir düzenleme yok. Zaten güvenlik, temel hak ve özgürlüklerimizi layık olduğu vechiyle kullanabilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz bir kamu hizmetidir. Bunun gereğini yansıttık reform paketimizde" değerlendirmesinde bulundu. 

Bakan Ala, Türkiye'nin daha gelişmiş bir demokrasiye doğru yol aldığına dikkati çekerek, "Ne zamanki bir yetki bürokrasiden alınıp da siyasete verilirse anlaşılmaz bir şekilde, Türkiye'de demokrasinin zedelendiği yönünde bir düstur oluşturuluyor. Burada bir mantık hatası var" yorumunu yaptı. 

Meclislerin yetkilendirilmesinin demokrasinin tam da gereği olduğunu dile getiren Ala, "Egemenlik bir kuruma devredilebilecek bir irade değildir" dedi. 

Ala, iletişim devriminin olduğu bu dönemde dünyanın Türkiye'yi, Türkiye'nin de dünyayı etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. 

Suriyeli mülteciler

İçişleri Bakanı Ala, şöyle devam etti:

"Yanıbaşımızda büyük bir sorun yaşanıyor, Suriye'de Irak'ta... Türkiye bir insanlık dersi veriyor. 1 milyon 600 binden fazla insanı misafir ediyoruz ve yaptığımız harcamalar sürekli artıyor. 5,5 milyar dolar civarına gelmiş durumda ve aldığımız yabancı yardımı 250 milyon dolar civarında, hiç bahsi geçemez. Kişi başına gelir dikkate alındığında dünyada uluslararası yardım yapan birinci ülkeyiz, bütün bunlar gurur verici manzaralardır."  

"Terörle mücadelede de en ciddi inisiyatifleri alan bir ülkeyiz ve maalesef bazı ihanet şebekeleri Türkiye'yi farklı gösterme çabası içerisinde olabiliyorlar" diyen Bakan Ala, şunları kaydetti: 

"Birçok ülke ve bazıları tartışırken ve birçok ülke inisiyatif alamamışken biz yanıbaşımızda olan hadisenin o yönetim boşluğunun dünyaya hangi maliyetleri ödetebileceğini çok açık bir biçimde muhataplarımızla görüştük, tartıştık. Şu ana kadar 90 ülkeden 7 bin 833 kişiye giriş yasağı koymuşuz ve sürekli güncelleniyor bu rakamlar. 73 ülkeden bin 56 kişiyi ise sınır dışı etmişiz. Yine o ülkelerin, kaynak ülkelerin bize bildirmeleri sonucu aldığımız tedbirler. Bunların, bu tedbirlerin ciddi bir  uluslararası işbirliğini gerektirdiği açıktır."

  "Teröre amasız duruş"

Ala, "Tabi dünyada terör eylemlerine karşı topyekun bir itirazın, bir reddedişin, amasız karşı duruşun ortaya çıkmış olması, ümit ediyorum ki bundan sonra bu tür faaliyetlere, bu tür saldırılara karşı daha çok işbirliğini mümkün kılacaktır" diye konuştu. 

Teröre karşı yeni mücadele yöntemlerinin konuşulması gerektiğine işaret eden Ala, "Adı barış olan yüce dinimizle, İslam'la ki yeryüzüne barışı getirmiştir, insanlık suçu olan terörün aynı cümle içerisinde kullanılmasını bile şiddetle reddederiz" ifadelerini kullandı.