HDP'nin Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Kürt halkının HDP'ye karşı öfkeli olduğunu söyledi ve yeni parti kurulabileceği sinyalini verdi.
Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, bölge halkının hem PKK'ya hem devlete öfkeli olduğunu, özellikle muhafazakar Kürtlerin HDP'nin son dönem politikalarını benimsemediğini söyledi. İlk kez Kürt siyasetinin kesin bir yol ayrımında olduğunu açıklayan Tan, HDP dışında yeni bir parti kurulabileceğini işaret etti.
Son iki saldırıyla başlayalım. Midyat’taki bombalı intihar saldırısını da İstanbul Vezneciler saldırısını da PKK üstlendi. Ramazan günü hem polislerin hem sivillerin canına kıyan bu saldırılara ne diyeceksiniz?
Bu iki saldırıda da bundan önceki saldırılarda da terör eylemleri asla meşru, mazur görülemez. Hangi terör örgütü yaparsa yapsın tamamını kınıyorum. Bu eylemler halka fayda getirmeyecek, daha fazla gerilimi, karışıklığı ve kaosu körükleyecek. Sonunda ülkeyi iç savaşın eşiğine getirecek, ardından askeri darbeye neden olacak eylemler yapıyorlar.
Bu koşullar altında HDP’lilerden daha yüksek sesli tepkiler bekliyoruz. Yapabileceğiniz daha fazla şey yok mu?
“Yapacak daha fazla bir şeyimiz yok” diyemeyiz. Bir şeyi durduramıyorsak yapılacaklar bitmemiş demektir. Kürtlerin Türkiye’de hak arama mücadelelerinde şiddetin, terörün sağlayacağı bir fayda yoktur.
Peki HDP’nin bölünmesi ve yeni bir siyasi partinin çıkması ihtimali var mı?
Bu ihtimal tabii ki var. Kürtlerin büyük çoğunluğu dindar ve muhafazakâr. 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin oyu 3 milyon arttı. Daha önce AK Parti'ye oy vermiş 2 milyon Kürt oyunu HDP’ye verdi. Sol, sosyalist, liberal çevreden gelen oyları küçümsemiyorum. Sadece tespit yapıyorum. 1 Kasım’dan sonra ise oy kaybettik.
Muhafazakâr Kürtler kendilerini yabancılaşmış mı hissettiler?
Evet, öyle hissettiler. Kürt siyasetinde bir yol ayrımındayız şu an. Çatışma, iç savaş, devrimci halk savaşında ısrar edenlerle buna karşı olup demokratik mücadeleyi seçenlerin bir yol ayrımı olacak. İkincisi HDP’nin geniş tabanını temsil eden dindar, muhafazakâr kitle sadece şahıslar bazında değil kendi gücü oranında bir temsil isteyecek. Yani “Altan Tan’ı aldım yerine Mehmet’i koydum” diyerek değil fikir ve program anlamında bir temsil isteyecek.