CHP'nin cumhurbaşkanı adayı İnce, "Pasaportumuzun Kapıkule'den öteye bir değeri yok. Gençlerimiz umutsuz, elinde fırsat olsa Türkiye'yi hemen terk eder." dedi.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye'nin ciddi problemleri olduğunu savunarak, "Türkiye'nin sanayisi verimsiz, Türkiye'nin eğitimi dip yaptı, emeklileri geçinemiyor. Pasaportumuzun Kapıkule'den öteye bir değeri yok. Gençlerimiz umutsuz, elinde fırsat olsa Türkiye'yi hemen terk eder." dedi.
İnce, Tokat'ta düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 30 yıl önce Tokat'ta askerlik görevini yaptığını, orduevi önünde nöbetler tuttuğunu ve aslında kendisinin de Tokatlı sayıldığını ifade ederek, üniversite diploması olmasına rağmen yedek subay olarak askerlik yapmadığını söyledi.
Tokat'a gelirken seçim otobüsünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüntülerini izlediğini dile getiren Muharrem İnce, "Aynen şöyle diyor: 'Ey Muharrem' diyor, 'Menderes asılırken sen neredeydin' diyor. Bir; Erdoğan, ben 64 (1964) doğumluyum. Menderes asılırken ben dünyada yoktum. İki; rahmetli babam da Menderesçiydi, Demirelciydi. Menderes'in, rahmetlinin asılmasına tabii ki karşıyız, tabii ki üzülüyoruz. Bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz o ayrı bir şey ama ben 64 doğumluyum. Ben doğduğumda Menderes çoktan asılmıştı, zaten o olay olmuştu. Ya bu kadar cahil olma, konuştukça batıyorsun." diye konuştu.
"Bu sefer devlet kemer sıkacak"
Cumhurbaşkanı olduğu takdirde köylüye çok büyük destekler vereceğini belirten İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçiye mazotu 3 liraya vereceğiz. Ben köylü çocuğuyum. Ama sadece köylü çocuğu olmakla ülkeyi yönetemezsin. Yanında bir de diploman olacak. Gerçi ikide bir diploma deyip durmamak lazım. Olan var olmayan var. İnsanın canı çeker sonra. Ben de eski bir Tokatlı olarak bir şey istiyorum. Burada 6 ay askerlik yaptım. Şimdiye kadar Türkiye’de hep vatandaş kemer sıktı. Şimdi bunu değiştiriyoruz. Bu sefer devlet kemer sıkacak. Saray yok, 3 bin koruma yok, yazlık saray yok. Asla oraya gitmeyeceğim. Marmaris’teki 300 odalı yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim. Bir öğretmen cumhurbaşkanı olarak çocuklarla, gençlerle gönül gönüle çalışmış birisi olarak sözüm var. Bu 81 milyona da sözümdür. Yetiştirme yurtlarında kimsesiz çocuklar var. 18 yaşına kadar devlet bakıyor. 18 yaşından sonra sokağa bırakılıyor. Ben o çocukları ama devlet memuru ama işçi mutlaka devletin bünyesine alacağım. Sokağa bırakmayacağım. Asgari ücret 2 bin 200 lira, en düşük emekli maaşı bin 500 lira olacak. 24 Haziran’a kadar herkes 3 kişiyi ikna edecek. Tamam mı?"
"Din dersi nasıl olacak anlatayım"
Robotların 20 yıl sonra kadınların "elektronik evlat"ları olacağını ifade eden İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya teknoloji olarak buraya giderken Erdoğan çıkıyor diyor ki; 'dindar ve kindar nesil yetiştireceğim'. Dindar nesil yetiştirilmesine, hiçbir itirazım yok ama o ailenin işi, aile karar verir. Bakın benim cumhurbaşkanlığımda din dersi nasıl olacak anlatayım. Muhafazakar bir aile derse ki 'haftada 2 saat din kültürü dersi benim çocuğuma yetmez, ben fıkıh istiyorum, kelam istiyorum, hadis dersi istiyorum, siyer dersi istiyorum' devlet de diyecek ki 'baş üstüne' seçmeli olarak kaç saat istiyorsa isteyene istediği kadar din dersi. Diğeri de diyecek ki 'ben din dersi istemiyorum'. Tamam sen de almayacaksın. İsteyene istediği kadar, istemeyene yok."
Cumhurbaşkanı seçildiğinde tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağının altını çizen İnce, şu ifadeleri kullandı:
"Benim projem 3B. Barışacağız. sağcı, solcu, Kürt, Türk yok. Alevi, Sünni, kadın, erkek yok. 4 Mayıs’ta parti rozetini çıkardım. Ceketimde Türk bayrağı var. Ben CHP’nin adayı olarak çıktım. Bu doğru, utanacak halim yok. Gurur duyuyorum. Ben 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Allah’ın izni milletin isteğiyle kazanacağım onu görüyorum. Bakanlar kurulunu yaparken, cumhurbaşkanı yardımcılarını belirlerken emin olabilirsiniz hepsini CHP’lilerden yapmayacağım. Toplumu kucaklayacak şekilde yapacağım. Türkiye’yi barıştıracağız. Ekonomik olarak büyüyeceğiz, Merkez Bankası bağımsız olacak. Yatırımcıların önünü açacağız, yabancı yatırımlara güven vereceğiz. Türkiye bir hukuk devleti olacak. Kuralları işleyen bir devlet olacak. Sanayimizi devreye sokacağız, meralarımızı, tarım alanlarımızı atıl bırakmayacağız."
AA