Saadet Partisi İstanbul Milletvekili N. Cihangir İslam, baskıların üzerinden ancak dayanışmayla gelineceğini vurguladı.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili N. Cihangir İslam, baskıların üzerinden ancak dayanışmayla gelineceğini belirterek, “Yok sen dindarsın, sen laiksin diye birbirimizin gözünü oyacağımıza birlikte yaşamayı deneyeceğiz” dedi. İslam, Artı Gerçek’ten Seran Vreskala’ya verdiği röportajda, AKP iktidarını eleştirerek, “AK Parti iktidarı kadar İslam’a ve Müslümanlara zarar veren bir iktidar hiç olmadı. Ne ülkemizde ne dünyada. Bizler bu farkın her zaman bilincindeydik ve o hareketin hiçbir zaman içinde olmadık. Sadece bunun farkına varanlar zaten bu hareketin dışında isimler olmalı. Bu da olumlu bir aşamadır” ifadelerini kullandı.
‘AK Parti 28 Şubat şartlarında ortaya çıkartılmış bir partidir’
“AK Parti, MHP’nin hatta Vatan Partisi’nin politikalarını savunuyor” diyen İslam, “Rasyonaliteye vurduğunuzda bu politikalar aslında onların politikaları olamaz, iş başına geldiğinde vaat ettiklerini düşünün. Konjonktürün ürettiği bir parti bu. Herkes birbirinden etkilenebilir, siyasette de durum böyledir, ama politikaları bu kadar çelişen başka bir parti de yoktur. AK Parti 28 Şubat şartlarında ortaya çıkartılmış bir partidir. (Bir kaos ortamında ortaya çıktı) Evet ama ortaya çıkmadı, çıkartıldı. O üretilen kaosun ardından sıkıştırılan sosyolojiye bir çıkış yolu olarak sunuldu. Hayat normalleştikçe AK Parti şansını kaybeder. Kaosun sonrasında kaosu devam ettirmek zorunda. Niye bu kadar kutuplaştırıyor diye soruyorlar, çünkü başka türlü başarılı siyaset yapması mümkün değil. Bakın hâlâ eski defterler açılıyor, CHP tek parti dönemine falan atıf yapılıyor ama o dönemi aratmayacak baskıları aslında biz bu dönemde yaşıyoruz ve bunu dillendiren yok. KHK’lıları ele alın meselâ, bu o dönemde bile görülmemiş bir uygulama. Geçmişte bunun bir örneği yok.
Demokrat bir cephe oluşuyor
Siyasette sağ- sol gibi ayrımların geride kaldığını söyleyen İslam, “Yeni bir siyaset kuruluyor, bu da daha farklı bir modele evriliyor. Dünyada da durum böyle. Bir tarafta otoriter yönetim isteyen ve tek kişi yönetimine destek veren kitleler var, diğer tarafta demokrasiye inanan, insan haklarına odaklı, bir arada yaşamak ve eşitlik isteyen bir kitle var. Bizim seçimde de bunu yaşadık. İlginçtir, ülkede sağ demokrasinin itici gücü olmuştur hep. Merkez sağdan, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi geleneğinden bahsediyorum. Millî Görüş geleneğini de buna katabilirsiniz. Çok partili sisteme geçtiğimizden itibaren sağın öyle bir anlamı vardı; büyük kitleleri arkasına alarak ilerlemek sağ partilere nasip oldu. Bugün yeni dünya düzeninin ne yaptığına bakarsanız, bizdeki gibi iktidarlar üzerinden kendini güçlendirmek, vahşi kapitalist bir anlayışla kendini tahkim etmek istiyor. Bunun karşısında da daha demokrat bir cephe oluşuyor” şeklinde konuştu.