MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türkiye'nin değerini bir papaza indiren, Türkiye'ye bakışını bir papazla eşitleyen bir ülkenin başkanına güven duyulmaz, itibar edilmez." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Herkesin gözü önünde Türkiye’den Evanjelist bir Papaz geçip gitmiştir." ifadesini kullandı.
Bu papazın Türkiye ile ABD ilişkilerini resmen zehirlediğini, taammüden zaafa uğrattığını vurgulayan Bahçeli, dördüncü kez hakim karşısına çıkarılan Papazın, 3 yıl 1 ay 15 gün ceza aldığını; sonuç itibarıyla infaz hükümleri gereğince yattığı süre de hesaba katılarak tahliyesi kararlaştırıldığını hatırlattı.
Trump'ın, Oval Ofis’te Papaz’ı hasretle kucakladığını, kendisine dua ettirdiğini, sanki Vietnam’dan, Afganistan’dan, Irak’tan dönen askerleri gibi karşıladığını belirten Bahçeli, "İlk bakışta ve yüzeysel olarak diyebiliriz ki Papaz gitmiş, kavga bitmiştir. Anlaşılan Papaz büyüsü de bozulmuştur. Trump’ın Türkiye’ye hisleri şıpsevdiler gibi birdenbire değişmiştir." dedi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Trump’ın hal-i pürmelali, zannederseniz sokak aralarında birbirini itekleye itekleye top oynayanlar gibi, oyuncağı alınınca küsen, verilince sevinen çocuklar gibidir. Böyle devlet yönetilmez, böyle devlet adamı olunmaz, böylesine şuur kaybıyla, aklı kaymasıyla Türkiye-ABD ilişkileri istikrarlı kalamaz. Türkiye’nin değerini bir Papaza indiren, Türkiye’ye bakışını bir Papazla eşitleyen bir ülkenin başkanına güven duyulamaz, itibar edilemez. Unutulmasın ki bizi adam yerine koymayanı biz insan bile görmeyiz, göremeyiz. Papaz’ı almak için her dayatmayı yapan, yegane siyasi ve diplomatik gündemi haline getiren ABD Başkanı, yarın bir başka meseleyle ilgili aynı tutumunu sürdürürse ne yapacağız? Yine gözlerimiz döviz kuruna mı bakacak? Yine kulaklarımız okyanusun karşı kıyısından gelecek haberlere mi odaklanacak? Acaba Twitter’den ne diyecek, acaba hangi yaptırım kararlarını alacak, tekraren kendi kendimize bu soruları mı soracağız? Bit için dam yakan, içten içe Türkiye husumetiyle motive olan kör ve kötürüm bir anlayışla köklü ve kalıcı diyalogları nasıl kuracağız? Trump kendisini Ali kıran baş kesen mi görmektedir? Bu fütursuzluğunu, bu patavatsızlığını, bu hamakat ve husumetini neye yoralım, nasıl yorumlayalım?
Trump’ın derdi nedir? Böyle bir dünya nerede vardır? Böylesine bir acziyet ve gafillik Türkiye’ye ne hakla müstahak görülmektedir? Türkiye, ABD’nin sömürgesi değildir. Türkiye, ABD’nin 51’inci eyaleti falan hiç değildir, asla, ama asla da olamayacaktır. Trump uyuyorsa uyansın, uyanıksa ayağa kalksın; Türkiye’yi çadır devletleriyle bir tutma ayıp ve ahlaki noksanlığından derhal uzaklaşsın. ABD Başkanı büyük Türk milletini hafife almasın, Türkiye’nin şanını ve şerefini tartışmaya açacak sefillikle arasına mesafe koysun. Bu işin şakası yoktur. Bu konunun ederi gideri, arası ortası yoktur. Türk’e kefen biçilmez, Türk’le eğlenilmez, Türk’e tuzak işlemez."
"Gizli tanık tasallutu"
Papaz’ın serbest kalmasının pek çok soru işaretine de neden olduğuna işaret eden Bahçeli, "Terör örgütleriyle ilişki ve iltisakı belli olan bir şahsın, casusluk suçlamasıyla tutuklanan bir misyonerin, 2 yıl bile dolmadan serbest kalması adalet ilkeleriyle nasıl izah edilecektir?" ifadesini kullandı.
"Papaz Brunson’un üç gizli tanığın ifadesiyle suçlanması, sonra da savcı değişikliğiyle birlikte yine aynı tanıkların değiştirilmiş, tahrif ve tahrip edilmiş ifadeleriyle serbest kalması bağımsız ve tarafsız hukuka ne kadar uygundur?" diyen Bahçeli, "Papaz davasında ifade değiştiren, Türk adaletini şaibelerle hırpalayan gizli ve kiralanmış tanıklar kimlerdir? Bu gizli tanıklar kısa süre içinde ifade ve görüşlerini nasıl değiştirmişlerdir? Güvenilmez, fiyatı olan, duruma ve günün şartlarına göre görüş değiştiren kişi ya da kişilerin tanıklığıyla adalet yaşar mı? Yaşasa bile buna adalet denir mi?" sorularını yöneltti.
Geçmişte kumpas davalarına damga vuran gizli tanık terörünün nelere mal olduğu, hangi mağduriyet ve mahkumiyetlere yol açtığının gayet iyi bilindiğini anımsatan Devlet Bahçeli, "Gizli tanık Türk Ceza Hukuku sistemine ekilen fitne tohumudur. Nerede ve kimin aleyhine işleyeceği ise meçhuldür. Türk hukukunu gizli tanık tasallutundan kurtarmak hepimizin boynunun borcudur." değerlendirmesini yaptı.
"ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz"
Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:
"Bir yanda 35 yılla yargılanıp, diğer yanda 2 yıl bile dolmadan yakayı kurtaran bir casusun vebaline millet vicdanı nasıl ortak olacaktır? İstenen cezayla verilen ceza arasındaki uçurumu kim, nasıl kapatacaktır? Bir önceki duruşmada söylediklerini bir sonraki duruşmada inkar edip tam aksini iddia eden gizli tanıklarla bağımsız ve tarafsız yargı nasıl teşekkül ve tecelli edecektir? Hadi bunlar oldu diyelim. Yargı kararına saygımızı dile getirip yutkunduk sayalım. Hukuken pek çok mahsurları da görmezden gelelim. Bu çerçevede Papaz Brunson verildiyse, ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz, neden alınamaz? Halbuki 'ver Papazı al Papazı' demiştik. Sözümüz sözdü, irademiz senetti. Cevabını aradığımız soru şudur: Pensilvanya’daki Papaz ne zaman ülkemize iade edilecek? Bu hain Türk adaletinin önüne ne zaman çıkarılacak? Varsayalım Papaza Papazla karşılık vermediler. Bu kapsamda umut ettiğimiz takas diyelim ki gerçekleşmedi. İki Papazı da ellerinde tutmak istediler. Bu durum karşısında Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın iadesi ne zaman olacak?
Maksadımız siyasi eleştiri yapmak veya yeni bir siyasi polemik sayfası açmak değildir. Dış politika konusunda hükümete verdiğimiz destek tartışmasız ve ortadadır. Ancak milli vicdanı rahatsız eden bir sorunla ilgili kanaatlerimizi dile getirmek, hatta sitem ve şikayetimizi seslendirmek en makul hakkımız, en meşru görevimizdir. Meselemiz Türkiye’nin saygınlığıdır, Türk milletinin sözünün dinlenmesidir.
Evanjelist Papaz gözle kaş arasında uçup gidecek, peşinde olduğumuz FETÖ Papazı Pensilvanya’dan örgütünü idare edecek, böylesi bir tablo tarihi hata sayılmayacak mıdır? O darbeciyi, o teröristi, o haşhaşiyi, o Türk ve İslam düşmanını istiyoruz, 251 şehidimizin hesabını vermesini sonuna kadar bekliyoruz, vermezlerse de ne yapıp edip söke söke almanın yollarını bulacağımıza inanıyoruz. Türkiye yeni yetme bir devlet değildir. Türkiye köksüz ve temelsiz bir devlet de değildir. Hukuk varsa devlet vardır, devlet varsa hükümranlık vardır, hukuk sakatlanırsa devlet irtifa ve itibar kaybedecektir."
Papaz Brunson kararının, ne söylenirse söylensin, nasıl tevil edilirse edilsin milleti üzdüğünü ve yaraladığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bakalım, dövizin akıbeti ne olacaktır? Görelim, yüzde 10’la başlayan fiyat indirimleri enflasyonu eski seviyelerine çekecek midir? Bunların takipçisi olacağız. Fırsatçıların, tefecilerin, karambolde arı bırakıp karın hevesine kapılan ahlaksızların peşini bırakmayacağız, enselerinden nefesimizi eksik etmeyeceğiz."
AA