AKP'nin, bölgedeki kaosun derinleşmesine hizmet ettiğini ifade eden Uysal, "Türbenin kılına dokunanların ellerini kırarız, YPG terörist organizasyondur diyen AKP, YPG'den icazetli bir operasyonla sıvışmıştır" dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın operasyonu ve hükümetin Suriye politikasını eleştirdiği açıklaması şöyle:

"Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan tahliye operasyonu, askerimizin güvenliğini değil iktidarın güvenliğini amaçlamaktadır, Türkiye'nin ülke sınırları dışındaki tek toprağı olan ve üzerinde Süleyman Şah'a ait türbenin bulunduğu alandan, askerin çekilmesi ve türbenin başka bir yere nakli, askeri bir güvenlik kaygısından çok, "işletme sermayesi" din olan iktidarın, şahsi güvenliğini hedeflemiştir. İç ve dış politikada, kendi iktidarlarının güvenliği kaygısı ile giriştikleri her eylem, neticede ülkenin güvenliğini riske etmektedir

İç politikada bugün en sıcak olarak "iç güvenlik paketi" görüşmelerinde gördüğümüz biçimde ve dış politikada Suriye örneğinde olduğu gibi, amacı yalnız iktidarlarının, rantlarının, makamlarının güvenliği olduğu belli olan her eylemlerinde, topyekun ülke güvenliğini riske ettikleri apaçık ortadadır.

Türbenin kılına dokunanların ellerini kırarız", "YPG terörist organizasyondur" diyen AKP, YPG'den icazetli bir operasyonla sıvışmıştır. İktidar güya "kahramanca" yürüttüğü bu operasyonda, geçmişte kimisine "terörist" dediği, kimisine, vatandaşlarını kaçırmış, konsolosluğunu basmış olmasına rağmen terörist diyemediği silahlı "unsur"lardan adeta izin almıştır.

Muhakkak ki bu gibi bir eylem, normal şartlarda gerçekleşmesi halinde, bölgenin meşru yönetimine bir bilgilendirme yapılması olağandır. Ancak Suriye topraklarında, mükelleflerinden birinin AKP iktidarı olduğu bir savaş hüküm sürmekte, olağanüstü bir durum yaşanmaktadır.

"Türbeyi vurmak" gibi bir plan yapan da bizzat bu hükümettir

Geçtiğimiz yıl, yerel seçimler öncesinde yaşa dışı bir dinleme ile ortaya çıkan "ahlak dışı" olay, bu tahliye operasyonunun samimiyetini ortaya koymaktadır. "Dönemin" Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın bulunduğu bir toplantıda, bizzat Fidan'ın ağzından çıkan "4 adam göndertir bombalatırım" ifadeleri, iktidarın bombalamayı göze aldığı "Vatan toprağı"na yönelik yaptığı bu operasyonun, görünen amaçlarının arkasında neler olduğunu düşündürmektedir. AKP, sürdürülemez Suriye politikasına ilave 'eğit-donat' gibi tercihlerle bölgedeki kaosun derinleşmesine hizmet etmektedir"

Suriye'de Esad güçlerine karşı muhalif gurupların eğitimini kapsayan ve ABD ile Türkiye arasında 19 Şubat 2015 tarihinde imzalanan Eğit-Donat anlaşması, yıkımına aracılık edilen bir bölgenin, barışa değil daha çok kaos ve kargaşaya kavuşmasına neden olacaktır.

 Osmanlı özlemleri "gerileme dönemi"ne yönelikmiş meğer

1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı'nın ilk defa toprak kaybettiği anlaşma olarak bilinmektedir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Duraklama Dönemi'nden "Gerileme Dönemi" olarak bilinen bir sürece girmiştir.

Buradan hareketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de AKP'nin yanlışları neticesinde bir Vatan Toprağı'nı terk etmiş, Cumhuriyet tarihinde ilk defa toprak kaybedilmiştir. Ancak arada oldukça büyük bir fark vardır. Osmanlı, çarpışarak bir toprak kaybederken AKP iktidarı teröristlerle anlaşarak bir toprağını terk etmiştir. Bu bakımdan AKP iktidarının Osmanlı özleminin yalnız "Gerileme Dönemi" Osmanlısı'na karşı olduğu anlaşılmaktadır. İktidarın bilmesi gereken ise bu Millet'in verecek bir karış toprağı dahi olmadığıdır.

Haber Merkezi