Samsun'un Bafra İlçesi'nde bulunan Adalet eski Bakanı Prof.Dr. Hikmet Sami Türk, "Millet 7 Haziran seçimlerinde AKP'ye sarı kart göstermiştir. Ama 1 Kasım'da, halkımız AKP'ye kırmızı kart gösterecektir" dedi.
Türk, Samsun'un Bafra İlçesi'nde gazetecilerin sorularını cevaplarken Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerinde tek parti hükümeti yerine koalisyon istediğini ortaya koyduğunu söyledi. Eski Bakan Hikmet Sami Türk, şöyle konuştu:
"İktidarda olan AKP bu sonuçtan memnun olmamıştır. Başta Cumhurbaşkanı tarafsız olmasına rağmen memnun olmamıştır. Cumhurbaşkanı halktan yasa değişikliği yaparak, başkanlık sistemine geçmek için 400 milletvekili istiyordu. Öne çıkan sonuç, ondan çok uzak. Cumhurbaşkanı neredeyse son zamanlarda, 'Ben bu Anayasa'ya sığmıyorum, Anayasayı bana uygun hale getirin' havasını yaratmak istemektedir. 45 günlüğün son 5 günüde boş geçirildi. Oysa Kılıçdaroğlu görevlendirilmiş olsa, muhalefet partiler arasında, anlaşma olabilirdi. Cumhurbaşkanı 24 Ağustos'ta, seçimlerin yenilenmesine karar verdi. Bu bir anlamda, yetilerin kötüye kullanılması, çünkü Anayasanın verdiği yetki bir görevdir. Ana muhalefet partisine ben görev vermem ne demek? Parlamenter geleneklere göre, sistemin işlemesi için bu görevin verilmesi gerekirdi."
AKP'nin insanları tekrar seçime götürme konusunda her şeyi yaptığını savunan eski Bakan Türk, "Bu millet 7 Haziran seçimlerinde AKP'ye sarı kart göstermiştir ama 1 Kasım'da, halkımız AKP'ye kırmızı kart gösterecektir" diyerek Koza İpek Grubu'na yönelik operasyona da değindi:
"Anlaşıldığı kadarı ile muhalif yayınlar yapan bazı gazetelere ve televizyonlara arama gerekçesi ile bir baskın yapılmış bulunuyor. Aslında arama hangi durumlarda yapılabilir, bu anayasada gösterilmiştir. Milli güvenliği gerektirdiği durumlarda, suç işlenmesini önlemek için gerektiği durumlarda hakim kararı ile arama yapılabilir. Basın üzerinde ciddi bir baskı var. Türkiye'de basın üzerinde çok ciddi bir baskı var. Ama bir basın kuruluşunun böyle bir duruma girmiş olacağı düşünülemez. Gerçek gerekçe bu kuruluşların muhalif yayınları ile tanınmış olmaları. İktidar, muhalefete tahammül edememektedir. Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir. Basına karşı yapılan bu uygulamalar ancak bir dikta rejiminde görülebilecek olan uygulamalardır. Türkiye bu gidişle demokratik rejimden hızla uzaklaşmaktadır."
DHA