Bugün yazmak istediğim şey Ramazan ayını nasıl geçirdik, neler yaptık ve ne sevaplar kazandık. Bununla birlikte, hangi günahımıza tevbe ettik, hiç işlememeye niyet ederek.

Ben de yazıma bir duâyla başlamak istiyorum: Ya Rab kusurumuzu affet, bizi kendine kul kabul et, tuttuğumuz bu oruçları mübarek Ramazan ayının şerefi hürmetine kabul eyle. Bugüne kadar bilmeden veya bilerek yaptığımız günahları affeyle, bizi bağışla Ya Rabbim. Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizi de affeyle.. Amin.

Ramazan ayı tövbe etme ayıydı. Günahlarımızdan arınma ayıydı.

Peki, Ramazan ayını nasıl geçirmeliydik ve Ramazan ayı bize ne kattı? Bu sorular şunun için önemli, bir sonraki Ramazan’a eriştiğimizde, önceki Ramazan’dan daha güzel geçirmemiz, her Ramazan ayı, sevap kazanmak ve günahlardan arınmak için üstüne koymamız gerekmektedir.

Ramazan ayı bana şunları kattı. Risale-i Nur’a şu zamanda daha çok sarıldım ve okumaları arttırdım. Bununla beraber ezber yapmayı arttırdım.

Ramazan ayı vesilesiyle hatimler indirdik, bu mübarek ay hürmetine tövbeler ettik, haramdan sakındık. Ve Ramazan ayı, kendimize gelmenin, doğru yolu bulmanın zamanıydı.

Diğer Ramazanlardan farklı olarak bu Ramazan’da bir virüse karşı çaresiz kaldık. Allah bizi ümitsiz bırakmasın. Bir de herkes fark etti mi bilmiyorum, ama Ramazan ayının başladığı gün virüs azalma eğilimine geçti. İşte mübarek Ramazan’ın faydaları.

“Allah, biz kendimizi bırakınca, bizi bırakmasın,”  o kadar güzel bir duâ ki, bu duâyı dilimizdem düşürmeyelim.

Virüsten dersler çıkarmamız gerekir. Biz bu zamanda, geç girdiğimiz, kıymetini bilmediğimiz evlere hapis kaldık.

Şu da dikkatimi çekti ki, bu zamanda, virüs sebebiyle zenginler paralarını doğru düzgün kullanamıyor, gerçek mülk sahibi Allah’tır, unutulmamalı. Hiçbir zaman asla, benim arabam, benim evim veya ‘benim’ kelimesiyle başlayan cümleleri kullanmamamız lâzım. Allah’ın nasip ettiği ev, araba dememiz lâzım.

Hayırlı mutlu, sağlıklı ve ibadetli günler duâsıyla...