Hükûmet ortağı olduğu 2002’de, AKP’yi iktidara taşıyan genel seçimin yapılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2015 yılında da “beklenmedik” bir şekilde erken seçim çağrısı yapmıştı.
2016’daki çıkışıyla Parlamenter Sistemin sonunu hazırladı. 2002’de olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık 1,5 yıl kala, seçimlerin 26 Ağustos 2018’e alınması çağrısında bulundu.
Son günlerdeki sözleri ve paylaşımları “mesaj” yüklü olunca bu çıkışları gündeme taşırken, “Bahçeli yeni bir hazırlığın içinde mi?” sorusunu akıllara getiriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’nin başkenti Washington’da “yerel halk” ifadesini kullanması eleştirilmişti. Bahçeli’nin “Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asıl sorumlusu olduğunu hiç kimse inkâr edemeyecektir” sözleri Şimşek’i eleştirdiği yönünde algılanırken, hedefi Şimşek değil Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu olduğu söylense de inandırıcı bulunmadı.
Ardından 23 Nisan’da resmî törenlere ve akşam Meclis’te verilen resepsiyona katılmaması, Erdoğan’ın bazı genel başkanlarla “çay içme” resminde bulunmaması Bahçeli’nin bir hazırlık içinde olduğunu gösterdiği ifade edilince, MHP resmî hesabından, spor yapma görüntüleri yayınlandı. Bu görüntülerin “Ben sana hep dost oldum sen düşman oldun” şarkısı eşliğinde yayınlanması birilerine “mesaj” olarak görüldü.
Buna bir de Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşmesi eklenince siyasetin önümüzdeki günlerde hareketli geçeceğinin habercisi olarak değerlendiriliyor. Kamuoyunun bildiği Bahçeli durduk yere böyle bir paylaşım yapmaz da, mesaj kime idi, bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Özetle, Bahçeli’nin son günlerdeki hâlleri, hâl değil…
***
Kireçlenme nerede?
Mahallî seçimlerindeki yenilgisinin ardından partinin kurucularından ardı ardına gelen eleştiriler AKP’nin iç hesaplaşmasına dönecek gibi görülüyor. Millî Eğitim eski bakanı Hüseyin Çelik’in, “Erdoğan önce kendisi ile hesaplaşmalı” derken Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve AKP kurucusu Cemil Çiçek’in, “Partinin MR’ı çekiliyor. Nerede kireçlenme var? Organ zaafı var veya yok. Bu birinci ayağıdır. Ondan sonra da gereğinin yapılması lazım” demesi de bunu gösterdi.
AKP’li yetkililer, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin daha birinci yılında sistemle ilgili bu ifadeleri kullanılmış ama ne MR çekilmiş, ne de kireçlenen yerler temizlenmişti.
Bakalım AKP’nin MR’si çekildikten sonra ortaya ne çıkacak? Gereken yapılacak mı? Yoksa rahatsızlıklar devam mı edecek? Kireç sökücü kullanılacak mı?
***
İş bitti mi?
Almanya Cumhurbaşkanının 10 yıl sonra Türkiye’yi ziyaretindeki görüşmeleri dikkatlerden kaçmadı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşmesi hükûmeti destekleyen parti rozeti takmış gazeteciler tarafından “Almanya Cumhurbaşkanı sembolik yetkilere sahiptir. Asıl yetki Başbakandadır. O nedenle abartmayın” diye küçümsenmeye çalışılsa da Saray’da Erdoğan tarafından görkemli törenle karşılanması ziyarete verilen “önemi” gösterdi.
Ziyaretlerde akıllarda kalanlar ne kadar döner kesmesi olarak gösterilse de, yabancı gazetecinin “İsrail ile ticaret yaparak açıklamalarınız çelişmiyor mu?” şeklindeki sorusuna, Erdoğan’ın, “Yoğun ticarî ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti” cevabı oldu. Erdoğan böyle söylerken yardımcısı eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybek’in, “Katliamı lanetliyoruz ama İsrail’le ticaret anlaşmamız” sözlerini nereye koymak lâzım bilemedik.
“İş bitti mi, ticarete devam mı?” sorusunun cevabı merak konusu.
Bir de medya akredite olsa neler ortaya çıkacak, neler…