"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Alanıma girme!

Mehmet ÇETİN
22 Haziran 2024, Cumartesi
Bir uzmanlık ve çalışma konusunu ifade eden alan veya saha kelimesi zaman zaman alanını kendine mahsus zannedenlerin ifade ettiği fakat alanının ahlâkına uymayan bir duygu ve düşünceyi ifade etmesi noktasından vicdanın hayretini çeker, akla takılır.

Alan kelimesinin darlaştırılarak görüş alanı, inşaat alanı, kimlik alanı, çöp alanı, yetki alanı, sorumluluk alanı, sitem alanı, kadını koruma alanı, iş alanı, toplanma alanı gibi diğer anlamlarını da konu etmiyoruz lakin; ilmin, sosyolojinin ve esasen aklın ilgilendiği konuları ihtisaslaşarak kendine iş edinen ve bu uğurda eser vererek yapılan çalışmaların önünü kesercesine yapılan karşı tavırları konu ediniyoruz.

Bir grubu ya da topluluğu idare etme alanı ki en problemli alandır, ehliyetlisi-ehliyetsizi herkesin alâkasını çeker ama bu yazının konusu o da değil.

Biz burada; psikolojideki kişisel alan, arazideki özel mülkiyet gibi hususîlik arz eden konuyu değil, doğrudan umumu alâkadar eden, hemen herkesin hak sahibi olacağı mevzulardaki alan çalışmasının inhisar ya da tekel altına alınamazlığını konu ediniyoruz.

Başkasını da ilgilendiren hangi konu var ki sadece onun alanı olsun da diğerlerine “alanıma girme!”, ikazında bulunsun? Bir konu, seni ilgilendiriyorsa, başkasını da ilgilendirir, o hâlde hangi hakla “alanıma girme!”, uyarısı yapılabilir ki?

Tarihte niceleri var ki her biri, alanında kürsü sahibi olmasına rağmen, aynı alanın uzmanıdırlar ama birbirine “alanıma girme!”, ikazında bulunmamışlardır, bulunanlar da tarihin ayıplamasında kaybolup gitmişlerdir.

Biri öne çıkar, bir konuya ömrünü verir ve nihayet çalışmasını eserleştirir, buraya kadar iyi. Aynı konuyu öncesinden ele alan, çalışan bir başkası onun bu eserini gördüğünde ondan faydalanması hatta tebrik etmesi gerekirken, kıskançlığı hissettiren ve sureten gizli ama esasen sinsice “alanıma girme!” uyarısını temsil eden soğuk davranışlarda bulunması ya da çeşitli engelleme taktikleri de yüz karası olarak tarihe yazılacaktır.

Alan, sadece kişiye özel olsa idi, gelişmeye açık olmaz, o kişinin tesbit ve keşfiyle sınırlı kalır, yeni gelişmelere cevap veremezdi.

İlk insandan son insana kadar hemen her konuda çalışmalar yapıldı, yapılıyor ve yapılacak. Bunlar; eski devirdeki alan çalışmalarından faydalanıp, dönemindekilerle de güncelleyip eserlerini geleceğe hazırlar. Kendini bilen hiçbiri de demez ki “alanıma girme!”

“Alanıma girme, beni germe” hâdisesi çoklarını rahatsız ettiği gibi ne yazık ki çoklarının da kullandığı davranış ifadesi olagelmiştir. Hele şu yeni yetmelerin kullandığı “standıma girme!” ifadesini duyunca doğrusu üzülmemek elde değil.

Kimi büyükler, ağabeyler, ustalar; yetiştirdiklerinin kendi alanında eser vermesinin hazımsızlığını yaşarken bilmez ki takındığı bu olumsuz tavır da onun kendine mahsus alanı olmakta, ne yazık ki.

Bir de alanına girilmemesi ikazını doğrudan ve açıkça yapmayıp, dolaylı yollardan yapanlar var ya, işte en tehlikeli olanlar onlardır. Hissettirmeden engel koyarlar, kendinin zannettiği alanının muhtariyetinin örtülü ilânı; âdeta bir ene, bir gurur, bir kendini aşamamazlığın göstergesi olur, arka plânda.

Düşünebiliyor musunuz; herkes çalıştığı konuyu kendine tescil etse, başkalarının o konuya girmesini engelleme imkânı olsa, ne olurdu bu insanlığın hâli?

Okunma Sayısı: 1009
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÇeşitcioğlu

    22.6.2024 12:54:56

    Serbest piyasanın en üst ve geniş alanı fikir ve araştırma alanı. Mal müşteriye satılır beğenen alır. Siyasi parselden sonra fikir parsellemeye mi ulaştık. Tarihçe' i Hayat' ı yazanların uzmanlık alanı neydi? Arayıp kritik edebilen için; malumat/ bilgi sınırsız ve parasız. Sözler' in dini imani su çıkartma tekniği artık umimileşti. Ünvan ve etiketler değil gayret ve dalgıçlık yarışmalı.

  • Erhan

    22.6.2024 10:44:47

    Özel sektörde, ilgi alanı ve yetki alanı denen bir şey vardır. ilgi alanı herkese açıktır, yetki alanı o konu hakkında sorumluluk verilmiş insanların kontrolündedir, ama bu demek değildir ki hiçbir kimse o alana giremez, hiçbir kimse o alan hakkında fikir beyan edemez bu çok büyük tehlike ve yanlıştır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı