Mimar Sinan’ın “çıraklık eserim” olarak nitelendirdiği cami aynı zamanda Şehzade Mehmet Camiİ olarakta bilinir. Cami, KanunÎ Sultan Süleyman tarafından genç yaşta vefat eden oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırıldı.
Fatih semtinde bulunan Şehzade Camii, Fatih Camii’nden sonra en gözde ve büyüleyici camilerden biridir. Mimar Sinan’ın “çıraklık eserim” olarak nitelendirdiği bu cami aynı zamanda Şehzade Mehmed Camii olarak ta bilinir. Cami Kanunî Sultan Süleyman tarafından 22 yaşındayken 1543 senesinde vefat eden oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırıldı. Gösterişli 18,42 metrelik kubbesi olan caminin bu kubbesi 4 tane büyük yarım kubbeye yaslanıyor. 12 sütunlu ve16 kubbeli olan şadırvanın çift minaresi bulunuyor. Medrese, imaret, tabhane ile türbeler caminin bahçesi ve arka sokağında yer alıyor. Şehzadenin türbesi de çinilerle süslüdür. Ortada bulunan sanduka Şehzade Mehmed’e, sağ taraftaki ise Şehzade Cihangir’e ait. Solda Hümaşah Sultan’ın, şehzadenin solunda ise Rüstem Paşa’nın türbesi vardır. Öbür şehzadelerin türbeleri ise, Vefa semti tarafında bulunuyor.
Bu camide de sadelik ön planda
Mimar Sinan tarafından yapılan bu cami 4 yıl içinde tamamlandı. Mimar Sinan’ın çıraklık eseri dediği Şehzade Cami, kalfalık eseri olarak tanımladığı Süleymaniye Camii, ustalık eserim dediği Edirne’deki Selimiye Camii, onun mimarî dehasını ortaya koyan en güzel eserlerdir. Bu camide Sinan yarım kubbe sorununu ilk kez ele aldı ve 4 yarım kubbeli bir yapı oluşturdu. Caminin dış avlusunda 6 kapı bulunuyor ve cümle kapısı duvarının iki tarafında bulunan çift şerefeli olan iki minare caminin en görkemli alanlarından kabul ediliyor. Mimar Sinan’ın diğer eserlerinde olduğu gibi camide de sadelik ön plandadır.
İlk defa dış mimarîde revak kullanılması dikkat çekici
Mİmar Sinan’ın daha sonra yaptığı camiler daha ileri mimarî özellikler arz etse de, 17. yüzyılda bu cami planıyla oldukça beğeniliyor. Şehzade Camii’nin şadırvan avlusuyla cami kitlesi de birbirine eş karedir. Kubbenin çapı 19 metre, zeminden yüksekliği ise 37 metredir. Kubbeyi taşıyan dört tane ayak fazla yer kaplamadığı için, mekân bütünlüğü mükemmel bir şekilde sağlanıyor. Dışta büyük olan orta kubbenin oturmuş olduğu kare bölümün dört köşesiyle yarım kubbelerin yan taraflarına dört ağırlık kubbesi konmuş ve bu sayede kemerlerin açılmasına engel olunmuş. İçeride sadece hünkâr ile müezzine ait birer tane küçük mahfil bulunuyor. Masif duvarlar kullanmak yerine, Osmanlı’da ilk defa dış mimaride revak kullanılması dikkat çekiyor.
En dengeli avlu Şehzade Camii’ne ait
Kubbelerİn büyüklüğü ve yüksekliği aynıdır. Avlu Osmanlı mimarisinin en dengeli avluları arasındadır. Merkezdeki sekizgen şadırvan ortalama bir modül kadardır. Bu caminin avlusu Beyazıd Camii’nin avlusuyla birlikte Osmanlı mimarisinde en dengeli ve güzel olan avlulardır. Mermer olan revak sütunlar 12 tanedir. Bunları örten kubbelerde 16 tanedir. İçeri girdiğinizde huzur dolduğunuz Şehzade Camii dışında kullanılan bezemelerle, çok renkliliği vurgulayan özellikleriyle, İstanbul’un eşsiz eserlerden biridir.
HABER: KÜBRA ÜNÜVAR
***
Okumak için tıklayınız:
Süleymaniye’nin her taşında sanat var
Mimar Sinan, muhteşem eseri Süleymaniye Camii hakkında ne demişti?
Camiye ilk gelenler 'Rükn-ü Yemani'yi soruyor
Ravza-i Mutahhara'da Osmanlı izleri: "Sır kitabe"de neler yazıyor?
Hırka-i Şerif ziyarete açıldı
Mimar Sinan'ın muhteşem eseri hakkında bildiklerimiz, bilmediklerimiz...
Süleymaniye Camiinin imareti çöp deposu olmuş!
Mimar Sinan’ın ustalık imzası Selimiye ve Risale-i Nur'da Mimar Sinan...