OSMANOĞLU: “HANEDAN ÜYELERİNİN YÜZDE 90’I KANDIRILDI VE BİR ŞEKİLDE MALLARINA EL KONULDU.”
ŞEHZADE OSMAN SELAHADDİN OSMANOĞLU: Osmanlı Hanedanının yüzde 90’ı kandırıldı
Osmanlı Hanedanının son temsilcilerinden Osman Selahaddin Osmanoğlu, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nın İstanbul Çemberlitaş’taki Köprülü Medresesi’nde Osmanlı Hanedanının sürgün hayatında yaşadığı günleri anlattı. 1940 İskenderiye doğumlu olan şehzade, lise tahsilini bitirdiği İskenderiye’den İngiltere’ye geçerek finans tahsili yapmış ve emekli olana kadar bu alanda çalışmış. Fransızca, İngilizce ve Arapça bilen O. Selahaddin Osmanoğlu, Türkiye ile olan bağlarını koparmamış ve 1974 yılında çıkarılan bir kanunla hanedana mensup erkek üyelerin yurda dönmesine izin verilmesinin ardından yurda dönüş yapmış. 1924 yılının Mart ayında sürgüne gönderilmeye mecbur bırakıldıklarını söyleyen Osmanoğlu, “Hanedan üyeleri ellerinde bulunan mallarını olabildiğince çabuk ellerinden çıkarmak için avukatlarına verdiler ya da uzak akrabalarına teslim ettiler. Fakat yüzde 90’ı kandırıldı ve mallarına bir şekilde el konuldu. Ancak büyükbabam tüm malını mülkünü etrafındakilere hibe etti. Hibe ettiği adamlar o kadar güvenilir ve namuslu adamlarmış ki, biz geri döndüğümüzde onların torunları tüm mallarımızı bize geri iade ettiler” diye konuştu.
‘BİRKAÇ YIL İÇİNDE DÖNERİZ’ DİYE DÜŞÜNMÜŞLERDİ
Sürgüne yolculuğun hareket noktalarından birinin de Sirkeci Tren İstasyonu olduğunu belirten Osmanoğlu, “Trenin ilk durağı Sofya’ydı. Burada inenler oldu. İkinci durak olan Budapeşte’de inenler arasında annem, babam ve aileleri de vardı. Diğer bir kol ise Suriye, Şam, Lübnan, Halep ve Beyrut’a yerleşti. Osmanlı Devleti artık resmen yoktu, ama pasaportumuzda Osmanlı yazıyordu. Sürgüne gidince ‘birkaç yıl içinde dönülür’ diye düşünülmüştü, ama seneler geçmesine rağmen dönüş izni çıkmamıştı. Bazı hanedan üyeleri çok sıkıntılı günler geçirdi. Hatta Sultan Abdülhamid’in oğlu Paris’te parasızlıktan intihar etti. Torunu Mehmet Orhan Arjantin’de hamallık yapıyordu. Küçük oğlu Mehmet Abid Efendi de Paris’te sabun sattı. Bu sıkıntılı süreçte Sultan Vahdettin San Remo’da vefat etti ve İtalyan tüccarlara olan gıda ve erzak borçları yüzünden tabutu haczedilmişti” ifadelerini kullandı.
İLGİNÇ MACERALAR YAŞADILAR
Ailenin bazı fertlerinin de değişik maceralara atıldığını anlatan Osmanoğlu, “Misal vermek gerekirse; Sultan 2. Abdülhamid’in torunu Mehmet Abdülkerim Efendi bunlardan birisidir. 1930’lu yıllarda Japonya ve Çin arasında bir rekabet vardı. Rusya‘da da Komünizm yayılınca Asya’yı işgal etmek istemişti. Japonlar da bu duruma karşı Asya’da bir güç oluşturmak istiyor ve bunun için de Abdülkerim Efendiye ulaşıyorlar, amaçları Asya’da Semerkant, Taşkent civarlarında bir devlet kurdurmaktı. Abdülkerim Efendi Japonya’ya gitti, imparator ile görüştü. Bu faaliyetlerinin aile tarafından tavsif edilmemesine karşın bir kere bir maceraya atılmıştı. Abdülkerim Efendi Japonya dönüşü Avrupa’ya geçmek üzere New York şehrine geldiğinde bir otel odasında Rus KGB ajanları tarafından vurularak öldürülmüştür. Bu macerada hazin bir şekilde sonuçlanmıştır” diye konuştu.
MURAT BAĞLI
İSTANBUL