Erzurum'un simgesi olan Anadolu'daki en önemli Selçuklu eserlerinden Çifte Minareli Medrese'nin restorasyon çalışmaları 1742 gün sonra tamamlandı ve kapılarını açtı.
Henüz müteahhit firma tarafından Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne teslim edilmeyen ve bir gelin gibi süslenen tarihi medrese açıldığı günden itibaren ziyaretçi akınına uğradı.
Selçuklu Sultani Alaaddin Keykubat'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından 13'üncü Yüzyıl son çeyreğinde yaptırılan eser, 15 Ağustos 2011'de restorasyona alındı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, zemindeki döşemeler aslına uygun olarak yontma taş ile yenilendi. Minarelerdeki ve diğer bölümlerde yok olan 26 bin çini İznik'te üretilerek yerine takıldı. Taş yüzeyleri mikro kumlama ve kimyasal yöntemlerle temizlendi. Medresenin bakır kaplama olan çatı örtüsü onarılarak üzeri şeffaf çatı ile örtüldü. Sütunlardaki 'Allah' yazısı ortaya çıkartılırken, tarihi medresenin eserin taş temizliği yapıldı ve çimentolu derzlerden arındırıldı.
Medresenin duvarlarına çatıdaki yağmur suyunu tahliye için monte edilen 15 sac boru eleştiri konusu oldu. Ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun onayıyla sac boru konduğu bildirildi.
Restorasyonu yaklaşık 7 milyon liraya mal olan Çifte Minareli Medrese tam 1742 gün sonra kapılarını açtı. Henüz ilgili müteahhit firma tarafından Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne devir işlemleri tamamlanmadığı için medresenin resmi açılışı yapılmadı. Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin uzun bir süreden beri uzaktan baktığı Çifte Minareli Medrese'nin ziyarete açıldığını duyanlar, buraya akın etti. Güvenlik kameraları, cam şeffaf çatı ve cam kapılı mescit ile dikkat çeken tarihi eser, geceleri ışıklandırılmaya başlandı. Tarihi yapıyı büyük bir merakla gezen vatandaşlar, bol bol selfie çekildi.
DHA