Leblebicilik ve ayakkabı tamirciliği gibi küçük yerel meslekler gençlerin ilgisizliği ve sanayileşme sebebiyle unutulmaya yüz tuttu. Bu işleri yapan küçük esnaf, devletin bu meslekleri okullarda bölüm olarak açmasını ve gençleri teşvik etmesini istiyor.
Esnaf Ali Pinici: Meslek gün geçtikçe bitiyor.
Ayakkabı tamircisi Emin Geylani: “Kullan at” anlayışına sahip bir genç kuşakla karşı karşıyayız.
***
Konya’nın Seydişehir ilçesinde farklı mesleklerden küçük esnafla konuştuk. Küçük esnafın artık varlığını neredeyse sembolik olarak görüyorlar. Kimse o meslekler yaşasın diye uğraşmıyor diyorlar. Bundan dolayı gün geçtikçe yerleşim yerlerindeki mahalli meslekler bir bir ömrünü tamamlıyor deniyor. Küçük esnaflar kendi meslek alanlarıyla ilgili orijinal yorumlar dile getiriyorlar.
Bunlardan birisi de hemen hemen her ilçede açılmış bulunan meslek yüksekokullarının o ilçedeki ihtiyaç duyulan meslek kuruluşlarının yaşaması ve varlığını devam ettirebilmesi için bu bölümlerin bu ilçelerde açılması ve bu bölümlerin yerel ihtiyaçlara da cevap vermesidir. Bu küçük esnaflardan birisi, leblebicilik mesleği. Leblebiciliğin bu yerleşimde çok önemli olduğuna dikkat çeken küçük esnaf, “Geçmişte Seydişehir’den kamyonlarda leblebi diğer şehirlere gönderiliyordu. Ama artık kimse bu alanda çalışmıyor. Leblebinin onlarca çeşidi var. Her birinin işlenmesi apayrı bir iş. Ama işgücü gerektiren bu alanda çalışan insan bulunamıyor” diyorlar.
Bu meslekler unutulmasın
Seydİşehİr’de geçmişte onlarca bu mesleği yapan varken artık birkaç tane leblebici kaldığını söyleyen Ali Pinici, Devletin bu mesleklerin yaşaması için bu mesleğin yaşatacak tedbirler alması gerektiğini ifade etti. Küçük esnaf Ali Pinici, “Meslek gün geçtikçe bitiyor. Genç kuşak bu işte çalışmak istemiyor. Oysa iş potansiyeli olarak, gelir kaynağı olarak fena bir alan değil. Seydişehir’de meslek yüksekokulu var. Bölümler de var. Ama bizim yöremizin bu iş potansiyelini dikkate alan bir bölüm açılmıyor. Oysa bu meslekler yaşamalıdır. Kendi çocuklarımız dahi meslek yüksekokullarındaki başka başka mesleklere yönelirken, herhangi bir özel ilgi olmayınca bu meslekler gün geçtikçe bitiyor” dedi. Esnaf Ali Pinici, “Çikolotalı, benekli, tuzlu, şekerli gibi onlarca leblebinin çeşitleri var. Bu çeşitleri yapabilmek için iş gücüne ihtiyaç var. Ama biz artık yaşlandık. Yeni kuşak da bu mesleklere itibar etmiyor. Derhal devletin bu yerel mesleklerle ilgili bir politika geliştirmesi lâzımdır” dedi.
Bu mesleklerin okullarda karşılığı olmalı
Ayakkabı tamircisi Emin Geylani de aynı dertten muzdarip. Seydişehir’de küçük esnaf olan ayakkabı tamircisi Emin Geylani ile de küçük esnafın içinde olduğu durumu ve meslek guruplarının gelişememe problemlerini konuştuk. “Kullan at” anlayışına sahip bir genç kuşakla karşı karşıyayız diyen, Geylani, içinde oldukları meslekle ilgili şunları söyledi: “Artık küçük esnaf tükenmiş vaziyette. İhraç anlayışı üretim anlayışının önüne geçti. Kimse yorulmak istemiyor. Kimse bir meslek öğrenmek istemiyor. Çocuklarımız meslek yüksekokullarına gidiyor. Bitirdiği bölüm iş yapmıyor. Oysa hâlâ yaşayan mesleklerin okullarda karşılığının olması lâzımdır. Neden ayakkabı tamirciliği diye bir bölüm olmasın?
Bazı meslekler hor görülüyor
Avrupa’yı ayakta tutan mesleklerdir. Bir mesleğe sahip olmak kişiyi hayata bağlayan bir unsur oluyor. Bu mesleklerin popüler hale gelmesi lâzımdır. Yoksa basit bir iş gibi görülüyor. Bu meslekler hor görülüyor. Bu bakışın değişmesi lâzım. Meslek yüksekokulları bünyesinde çobancık, berberlik, leblebicilik, ayakkabı tamir işletmeciliği gibi günlük hayatta karşılığı olan mesleklerin canlandırılması lâzımdır.”
Unutulan meslekler teşvik edilmeli
Mesleklerİn genel olarak babadan geldiğini ifade eden Geylani, “Ama artık o da yok. Kendi çocuğum benim mesleğimi yapmak istemiyor. Bu mesleklere devletin yeni bir politika geliştirmesi lâzımdır. Büyükşehirlerde neredeyse büyük büyük semtlerde tamir mesleği kalmıyor. Ama devlet teşvik etse, diplomalı hale getirse ve belli standartlar koysa hem gelişir, hem de yaşamaya devam eder” dedi. Bu mesleklerde alın teri var diyen Geylani, içinde olduğu mesleğim özelliklerini şöyle tanımladı. “Tekrar alın terine dönmek gerekir. Bunun bir devlet politikası olması lâzım. Uğrunda yorulunmayan bir şey insanı mutlu etmiyor. Oysa bu mesleklerde yorulmak var. Aslında bereketli meslekler bunlar. Ama sahip çıkılması lâzım.”
Haber: Sebahattin Yaşar