Hikâyesi aşkla başlayan ve tarihin ilk tıp medresesi olarak kabul edilen Kayseri’deki Gevher Nesibe Medresesi, ilk günkü ihtişamıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Sevdiğine kavuşamadığı için hastalanarak ölen Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine yaptırılan, o dönem müzikle tedavi yönteminin uygulandığı Kayseri’deki 812 yıllık bimarhane, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı, I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kızkardeşi Gevher Nesibe Sultan’ın adını taşıyan medresenin aşkla başlayan inşa hikâyesi, ziyaretçilerde derin bir iz bırakıyor. Müze olarak kullanılan medresede Selçuklu dönemindeki tıbbî aletler ile eczacılık araç ve gereçleri sergilenirken o dönemin tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veriliyor.
2 bin 800 metrekarelik külliye
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Müzeler Müdürü Fehmi Gündüz, yaptığı açıklamada, tarihî medresenin 1205-1206 tarihlerinde Gevher Nesibe Sultan adına abisi Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırıldığını, günümüzde Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak varlığını devam ettirdiğini söyledi. Gündüz, Selçuklu Uygarlığı Müzesi ile ilgili şunları kaydetti: “İçerisinde medresesi, şifahanesi, hamamı ve mescidi bulunan 2 bin 800 metrekarelik bir külliye. Rivayet edildiğine göre, Gevher Nesibe Sultan sarayın baş sipahisine (ordu komutanına) gönül vermiş. Dönemin sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev bu durumu öğrenir. Gıyaseddin Keyhüsrev sipahiyi savaşa gönderir, başarılı olması durumunda kardeşini komutana vereceğini söyler. Sipahi savaşa gider ve savaştan ağır yaralı döner. Gevher Nesibe Sultan gönül verdiği kişinin ağır yaralı olduğunu görünce çok üzülür ve verem hastalığına yakalanır. Ölüm döşeğinde olan Gevher Nesibe Sultan’ın yanına abisi gelir ve yaptığından pişman olduğunu söyleyip son isteğini sorar. Bunun üzerine Gevher Nesibe Sultan hem gönül yarasına hem de kılıç yarasına şifa aranması için kendi mal varlığı ile bir şifahane yapılmasını ister. Bu şekilde bir hikâyesi vardır buranın.”
Müzik ile terapi
TarihÎ yapının 1890 tarihine kadar orijinal şekliyle hizmet verdiğini anlatan Gündüz, medresede ünlü hekimlerin yetiştiğini ifade etti. Gündüz, geçmişte din, dil, ırk ayrımı gözetilmeden hastaların tedavi edildiği tarihî yapının önemli özellikleri olduğunu aktardı. Her yıl ortalama 100 bin kişinin müzeyi ziyaret ettiğini aktaran Gündüz, ziyaretçilerin 36 sergi odasında 611 eser ile 2 bin civarında sikkeyi görme imkânı elde ettiğini kaydetti. Müzede ayrıca Selçuklu dönemindeki tedavi yöntemleri ve aletleri, ecza, su ve sağlık, müzik ile tedavi, renk ile tedavi gibi bölümler de bulunuyor.
AA