Çiftçi, oralı olmaz ve soruyu cevapsız bırakır. Adam yine sorar; “dayı, duymadın mı beni, köye ne kadar yolum kaldı?”

Çiftçi yine duymazdan gelir. Adam, “bu köylü sağır galiba” diye düşünür ve arkasını dönerek yoluna devam eder.

Adam bir müddet yürüdükten sonra, çiftçi arkasından seslenir: “Beyim, beyim, iki saate varırsın.”

Dönüp çiftçinin yanına giden adam, “bunu neden az önce değil de ben arkamı dönüp gidince söyledin” der. Çiftçi hiç istifini bozmayarak şöyle cevap verir: “Beyim, yürüyüşünü görmek için bekledim.”

Türkiye kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede yetersiz kaldığı gerekçesiyle, Ekim 2021’de gri listeye dahil edilmişti.

Türkiye bu süreçte, kısa adı FATF olan “Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu”nun belirlemiş olduğu 40 standartın 39’u ile uyum sağladı ve FATF geçtiğimiz günlerden Türkiye’nin gri listeden çıkarıldığını duyurdu.

Bakan Mehmet Şimşek bu müjdeli haberi sosyal medya hesabından “başardık” mesajı ile kutladı.

Yani Bakan Şimşek şunu söylemiş ve kabul etmiş oldu: “FATF haklıydı. Biz hatalarımızı ve kusurlarımızı giderdik. FATF da bizi gri listeden çıkardı.”

Oysa Türkiye Ekim 2021’de gri listeye alındığında, AKP hükümeti kendi üzerine toz kondurmamış, bir de FATF’a çok sert tepki göstermişti.

Hatta eski Bakan Süleyman Soylu, “eksikleriniz var” diyen FATF’a karşı şunları söylemişti: “Bir eksiğimiz vardı. Osman Kavala’yı serbest bırakmadık, Demirtaş’ı serbest bırakmadık, PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık. Onların PKK, PYD’sine Suriye’de fırsat tanımadık, eksiğimiz bu…”

Yani “kara para aklama” ve “terörizmin finansmanı” konularında yolunu kaybeden Türkiye, önce FATF’ı suçladı. Sonra baktı ki; gri liste sebebiyle yabancı yatırımcı gelmiyor ve boğaz dara girdi. Bu kere hiçbir somut adım atmadan, Türkiye’nin gri listeden çıkarılmasını istedi. FATF Türkiye’nin bu haksız talebini reddedince ise Türkiye, “biz gri listeden çıkmak istiyoruz, FATF bize yolu tarif etmiyor” dedi ve yine FATF’ı suçladı.

FATF ise aslında cevap için Türkiye’nin yürüyüşünü görmek istiyordu.

Nihayetinde Türkiye gri listeden çıkarıldı, Bu iyi bir haber. Ancak devamının gelmesi gerek. Kimseyi suçlamadan, tribünlere oynamadan, göstermelik adımlar atmadan devamının gelmesi gerek.

Gri liste süreci, daha da önemlisi Avrupa Birliği süreci bizlere gösteriyor ki AKP hükümeti, Türkiye’ye şart koşulan standartları sağlamak adına hiçbir somut bir adım atmadan, netice elde etmek istiyor.

Neticeyi alamayınca da FATF’ı, AB’yi … suçluyor. “Hele bir yürü bakalım, yürüyüşünü görelim de öyle konuşalım” diyen bu kuruluşların dostâne ikazlarına kulak vermek ve bu ikazları iç siyasete malzeme yapmamak lazım.

Çünkü, orada bir köy var uzakta. Henüz gitmesek de görmesek de…