"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’ye yakışmıyor

04 Mayıs 2019, Cumartesi 00:05
Türkiye’nin bu yıl basın hürriyeti alanında, gerileyebileceği en son noktaya kadar gerilediğini dile getiren Johann Bihr, Türkiye gibi bir ülkeye bu sıralamanın yakışmadığını dile getirdi.

Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) yeni yayınladığı basın hürriyeti raporunda, bütün dünyada gazetecilik mesleğinin gerilediği uyarısında bulundu. RSF’in Balkanlar ve Orta Asya sorumlusu Johann Bihr, Birleşmiş Milletler’in “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” ilân ettiği 3 Mayıs’ta, tüm dünyayı bu gidişi durdurmak için harekete geçmeye çağırdı. Türkiye’nin bu yıl basın hürriyeti alanında, gerileyebileceği en son noktaya kadar gerilediğini dile getiren Bihr, Türkiye’nin gerisinde yalnızca savaşta olan ülkelerle tümüyle dünyaya kapalı diktatörlüklerin yer aldığına vurgu yaptı, Türkiye gibi bir ülkeye bu sıralamanın yakışmadığını dile getirdi. DW’ye konuşan Bihr, AİHM’de bekleyen Türk gazetecilerle ilgili dosyalar üzerinde hızlı karar alınmadığından şikâyet etti. 

Gazetecileri hedef alan toplumlar bedel öder

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’yle ilgili yayınladığı mesajında, medyada dezenformasyon ve güvensizliğin arttığı bir dönemde, barış, adalet, sürdürülebilir kalkınma ve insan hakları için öncelikli koşulun basın hürriyeti olduğunu söyledi. BM Genel Sekreteri Guterres, dünya genelinde gazetecilere yönelik artan saldırılara dikkat çekti ve “Medya çalışanlarının hedef alındığı toplumlar bunun bedelini öder” dedi. Guterres iktidarların hür basın sayesinde hesap verebilir hale geleceğini söyleyerek, “Şeffaf ve güvenilir bilgiye ulaşılmazsa hiçbir demokrasi tamamlanmış sayılmaz.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres

Şeffaf gazetecilik yapan tarafsız basın kuruluşları, liderlerin hesap verebilir hale gelmesini ve iktidarların doğruyu söylemesini sağlar” ifadelerini kullandı. VOA’nın haberine göre herkesin kendilerini temsil etmesi için seçtikleri kişilerle ilgili gerçekleri bilme hakkı olduğunu kaydeden Guterres, günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte yayılan haberlerin zaman zaman halkı yanlış bilgilendirdiğini böylelikle şiddetin arttığını ve nefret suçlarının işlendiğini de belirtti.

Gazeteciliğin suç gösterilmeye çalışıldığı bir dönem

Johann Bihr, “Türkiye 180 ülke arasında, hala 157’nci sırada. Türkiye gibi bir ülke için bu sıra gerçekten korkunç. Arkalarında sadece savaşta olan ya da son derece kapalı olan ülkeler var. Bu Türkiye’nin olması gereken bir yer değil, Türkiye’ye yakışmıyor. Gazetecilere son yıllarda hiç görülmeyen bir baskı uygulanıyor. Çoğulculuk tümüyle bitirildi, çok küçük, az sayıda medyaya indirgendi, gazeteler zorla yargıya başvurmaksızın kapatıldı, gazeteciler her gün yoğun dâvâlara maruz kalıyor. Türkiye profesyonel gazeteciler için hâlâ en büyük cezaevi, bu gerçekten Türkiye gibi bir ülke için çok üzücü bir rekor. Türkiye’deki mevcut durum çok kötü, gazetecilik mesleğinin suç gösterilmeye çalışıldığı bir dönem. Durum darbe girişiminden önce zaten zordu, darbeden sonra her yıl daha da geriledi ve zorlaştı. Şimdi daha fazla geriye gitme ihtimali çok zor, bundan daha kötüsü olamaz diye düşünüyorum. Çünkü gerisinde sadece savaştaki ülkeler ile tümüyle kapalı diktatörlükler var” ifadelerini kullandı. 

Hiçbir dönem bu kadar gazeteci tutuklanmadı

96 yaşındaki duâyen gazeteci Hıfzı Topuz, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde euronews Türkçe’ye konuştu. Dünden bugüne Türkiye’nin basın hürriyeti konusunda geldiği noktayı, tutuklu gazetecilerin durumunu, yargının basın özgürlüğüyle olan ilişkisini ve 31 Mart seçimleri ışığında medyanın nasıl konuşlandığını ele aldı. ‘Türk Basın Tarihi’ adlı kitabında basın hürriyetini enine boyuna işlediğini ifade eden Topuz, geçmişten bugüne hemen her devirde basın yasakları olduğunu anlatıyor. Abdülhamid Dönemi’nden örnek veren Topuz, o dönemde gazetecilerin gazeteleri sansür memuruna götürdüğünü, ancak memur onayından sonra gazetelerin basıldığını söylüyor. Bu sansür meselesinden dolayı da gazetecilerin hapsedilmediğini ekliyor. İstiklâl Mahkemeleri’nin kurulduğu dönemde dahi gazetecilerin, uzun zaman hapiste kalmadığını, tehlike atlatıldıktan sonra serbest bırakıldığını aktarıyor.

Hıfzı Topuz

Basın hürriyetinde utandırıcı bir durumdayız

183 gazetecinin tutukluğu olduğunu aktaran Topuz, “Bazıları için ‘o gazeteci değildi, basın kartı yoktu’ deniyor. Eee? Basın kartı olmayan çok gazeteci var, onların gazeteci olduğunu nasıl inkâr edebiliriz? O gazetecilikten değil, sahtecilikten veya fetöcülükten içeri girdi diyoruz. Yutmuyor kimse bunu. Kimse buna inanmıyor. 183 gazetecinin tutuklu olduğunu ileri sürüyoruz. Gerçekten hepsi gazeteci mi? Herhalde büyük bir çoğunluğu gazeteci. Basın suçlarından, anlatım özgürlüğün- den içeri giriyorlar. Balçıkla gerçekleri sıvayamıyoruz ve biz dünya kamuoyunda basın özgürlüğü bakımından çok utandırıcı bir durumda yer alıyoruz” diyor. Gazetecilerin, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde tutuklandığına dikkat çeken Topuz, uygar ülkelerde bu duruma rastlanmadığını belirtiyor. Türkiye’deki durumun da istisnai olduğunu söyledikten sonra “Dünyanın gözü gazetecilerin tutuklandığı ülkelerde. Kaç kişi tutuklandı, kaç gazeteci içeride? Türkiye’deki durum da gizlenemez hale geldi” şeklinde konuşuyor.

Okunma Sayısı: 2395
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı