KHK’yla Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Türkiye’nin en deneyimli hukuk profesörlerinden İbrahim Kaboğlu, “Türkiye’nin geldiği hukuk düzeyi son derece acı, kahredici ve öfkelendirici” dedi.
Hukuk, insan hakları ve hukuk devletini savunmanın önemli olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “Çünkü karşımda bir muhatap yok. Marmara Üniversitesi mensubu bir kişi olarak üniversite yönetimi var, onun bağlı olduğu Yüksek Öğretim Kurulu var ve KHK altında imzası olan hükümet var. Adeta bu üç merci üç maymunu oynuyorlar. Görmedim, duymadım, konuşmadım. Bu tabii ki insana acı veriyor” diye konuştu. “Türkiye’nin geldiği hukuk düzeyi son derece acı, kahredici ve öfkelendirici. Ama bunun için onların yöntemini kullanmak değil. O ‘hiçbir şey olmamış pişkinliği’, ‘Türkiye’de her şey güllük gülistanlıkmış’ yaklaşımı, ‘düzey düşüklüğü’ değil. Onlara yine hukukla, insan hakları diliyle, çağdaş değerlerle, evrensel hukuk ilkeleriyle yanıt vermek gerekir” diyerek sözlerine devam eden Kaboğlu, mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğunu söyledi.
Demokrasi mücadelesini hiçbir şekilde eksiltmeyelim
Hukuku savunanların kızgınlığının ikinci plana geçmesi gerektiğini kaydeden Kaboğlu, “Hukuk temelinde hak arama yollarında demokrasi ve insan hakları mücadelesini hiçbir şekilde eksiltmeyelim. Çünkü bu Türkiye gibi toplumlarda mücadelenin süreklileştirilmesi ve genişletilmesiyle olacak bir durumdur. Asla ‘kazanılmış haklar’ rehavetine kapılmamak gerekir” dedi. Kaboğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Bugün eğer ‘Adalet herkese lazım, hukuk herkese lazım, lütfen bizi dinleyin’ demek konumuna gelmişsek, o zaman kat edeceğimiz çok yol var demektir. Bu belki 21. yüzyıl ortası, belki sonu, belki çocuklarımız, ama dikkatli olmazsak torunlarımız da göremeyebilir.”