Eski başbakan yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye’nin bir adalet sorunu var. Bir ekonomi sorunu var. Bu sorunlar her
kesimi ilgilendiriyor. Şu anda toplumun tümünün ortak dertleri var” dedi.
Son dönemde yeni bir parti kuracağına dair haberlerle gündemden düşmeyen eski başbakan yardımcısı ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı olan Ali Babacan, Karar gazetesine konuştu. Babacan, bugünkü şartlarla AKP’nin kurulduğu dönemdeki şartların farklı olduğunu belirterek başlattıkları çalışmanın toplumun bütün kesimlerini dikkate aldığını ve ortak sorunlara ortak çözüm arayışı içinde olduğunu vurguladı: “Yine bir özgürlük sorunu var Türkiye’nin. Yine bir temel haklar sorunu var. Ama bunların niteliği değişti. Daha farklı kesimleri de ilgilendiren sorunlar haline geldi bunlar. Ayrıca, Türkiye’nin bir adalet sorunu var. Bir ekonomi sorunu var. Bu sorunlar her kesimi ilgilendiriyor. Şu anda toplumun tümünün ortak dertleri var. Dolayısıyla, bugünkü çalışmanın hem kaynaklandığı ortam hem de nihayetinde hedeflediği kitle 2001 şartlarına göre çok çok farklı.”
Halkın iradesi demokrasilerdeki en önemli güç
Parti ekibini şekillendirmenin ve ortak vizyonunu kurgulamanın zaman aldığını söyleyen Babacan, yıl sonuna kadar partinin tüzel kişiliğini kurmak istediklerini söyledi: “Gönlümüzden geçen takvimler 2020’yi göstermeden tüzel kişiliği kurmak. Kalite çok önemli burada. Ne insan kaynağından ne de yapılacak işin kalitesinden asla taviz vermek istemiyoruz.” Babacan, kuracağı partide toplumun her kesiminden insanlar olduğunu ifade ederek henüz bu aşamada bir isim veremeyeceğini söyledi: “Kendiliğinden bize gelen insanlar toplumun her kesiminden. Bu doğal bir şekilde böyle gelişiyor. Türkiye’nin en önemli sorun alanları özgürlük, adalet ve ekonomi. Bizim bu konularda samimi bir şekilde çalışacağımıza insanlar inanıyor. Toplumsal araştırmalarda ekonomi daha ön planda bir sorun.” “Kürt sorunuyla ilgili yeni bir strateji çalışmasına ihtiyaç duyulduğunu” söyleyen Babacan, Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atanmasıyla ilgili olarak, “Seçilmiş bir insanı görevinden alabilecek bir gücün sadece ve sadece hukuktan güç alan bağımsız yargıda olması lâzım. Çünkü halkın iradesi demokrasilerdeki en önemli güç” dedi.