Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırı, Susurluk skandalının 19. yıl dönümünün yaşandığını belirterek, “Temiz toplum ve temiz siyaset için ‘derin devlet’ olgusuyla hesaplaşmak şarttır.” dedi.
Adana Baro Başkanı Çıtırık, Susurluk skandalının ortaya çıkışının 19. yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Çıtırık, 3 Kasım 1996 yılında meydana gelen trafik kazası sonucunda ‘devlet, siyaset ve mafya’ ilişkilerinin ortaya çıkmasına neden olan Susurluk skandalının 19. yıl dönümünde, ‘derin devlet’ mefhumunun varlığını halen devam ettirdiğini vurguladı. Hukuk devletinin sınırları içerisinde şeffaflık, hesap verilebilirlik ve denetlenebilirlik ilkelerinin yaşama geçirilemediğini aktaran Çıtırık, devletin kendi organları ve görevlileri eliyle yapmak istemediği kirli işlerini sicili kabarık ve eli kanlı katiller eliyle yürüttüğünü, hukuk dışılıkların ve işlenen faili belli (!) cinayetlerin devletin yüksek çıkarları için yapıldığını üzülerek yaşadıklarını ifade etti.
'SUSURLUK SKANDALININ SIRADAN BİR KAZA OLMADIĞI ANA İDDİANAMEDE DE YERİNDE TESPİT EDİLMİŞTİ'
3 Kasım 1996 yılında meydana gelen trafik kazası sonrasında, ‘temiz toplum’ ve ‘temiz siyaset’ anlayışıyla ‘derin devlet’ ilişkilerinin ortaya çıkartılması hazırlanan raporlar ve yargılama süreci sonrasında toplumsal vicdanı rahatlatacak bir karar verilmediğini hatırlatan Çıtırık, şunları söyledi: “Olayın devamında; çeşitli sanıklar hakkında kısa süreli tutuklama kararları verilmiş, yargılamada ‘derin devlet’ ilişkileri içerisinde yer alan siyasiler ortaya çıkartılarak, yargılanmaları sağlanamamış, daha çok, eski Özel Hareket Dairesi, eski MİT görevlileri ve yer altı dünyasının namlı isimleri hakkında ceza kararları verilmişti. Susurluk skandalının sıradan bir kaza olmadığı ana iddianamede de yerinde tespit edilmişti.”
‘DERİN DEVLET’ GERÇEĞİ İLE YÜZLEŞİLEMEDİ
Aradan geçen 19 yıllık zaman diliminde yaşanan çeşitli olaylar göz önüne alındığında ‘derin devlet’ gerçeği ile yüzleşilemediğini vurgulayan Çıtırık, “Yargı kararları ile koruma kalkanları arkasına sığınanların ortaya çıkartılamadığı da bir gerçekliktir. Hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğünün egemenliği sağlanarak, temiz toplum ve temiz siyasetin yaşama geçirilmesi en büyük dileğimizdir.”