56. vefat yıldönümünde bir kez daha rahmetle yad ettiğİmiz büyük İslam müceddidi Said Nursî, anarşi ve terör afetine çok önceden dikkat çekmiş ve çarelerini göstermişti.
Dünya, büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor.
Bu müthiş sârî illete karşı İslam cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslam cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı?
(Tarihçe, s. 959)
Risale-i Nur ve hakikî şakirtleri, 50 sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan, millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar.
(Emirdağ Lâhikası, s. 54)
Ben beklerdim ki, ‘Vatanımızda anarşiliğe inkılâp eden komünist tehlikesine karşı Nurların hizmeti ne derecededir ve bu mübarek vatan bu dehşetli seyelândan nasıl muhafaza edilecek?’ gibi dağ misilli meselelerin sorulmasının lüzumu varken...
(Şualar, s. 593)
Gerçi Risale-i Nur sırf ahirete bakar; gayesi rıza-yı İlahî ve imanı kurtarmak ve şakirtlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlarını idamı ebedîden ve ebedî haps-i münferitten kurtarmaya çalışmaktır. Fakat dünyaya ait ikinci derecede gayet ehemmiyetli bir hizmettir; ve bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i âtinin biçareler kısmını dalâlet-i mutlakadan kurtarmaktır.
(Emirdağ Lâhikası, s. 55)
Risale-i Nur anarşiliği ve istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder. Emniyeti, asayişi, hürriyeti, adaleti temin eder.
(Şualar, s. 449)
Bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden
halâs olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir: Birincisi merhamet, ikincisi hürmet, üçüncüsü emniyet, dördüncüsü haram ve helâlı bilip haramdan çekinmek, beşincisi serseriliği bırakıp itaat etmektir.
(Kastamonu Lâhikası, s. 347)