Doktorlar, Koronavirüs vakaları ve ölümlerin, söylenenden çok daha fazla olduğu belirterek şeffaf olunması çağrısı yaptı.
DW Türkçe, farklı illerde görev yapan doktorlarla görüşerek salgının resmi verilere yansımayan durumunu araştırdı. Görevlerini riske atmamak için isimleri saklı tutuldu. İzmir’de bir kamu hastanesinde görev yapan bir hekim, Covid-19 şüphesiyle tedavi gören ve ölenlerin sayısında büyük artış olduğunu söylüyor. Ancak çoğuna test yapılmadığı için Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sayılar içinde bu vakalar yok. Ölenlerin ölüm raporlarına “solunum yetmezliği” yazıldığını söyleyen hekim, “Hepimiz biliyoruz koronadan öldüğünü” diyor. Kesin tanı olmayınca kayıtlara da Covid-19 yazılamıyor ama defin işlemleri temkinli bir şekilde, sessiz sedasız yapılıyor.
Sağlık çalışanları koruyucu malzemeden yoksun
Hızlı kitlere göre daha kesin bulgu veren PCR testlerinde sonucun çıkması 3-4 günü buluyor. Hasta öldükten sonra test pozitif gelse de ölüm sebebi çoktan yazılmış oluyor. Trakya bölgesinde görev yapan bir 112 acil doktoru, iki hafta öncesine kıyasla vaka sayılarının on katına çıktığını ama personel sayısının aynı olduğunu söylerken kaygısını saklayamıyor: “Görünen o ki daha da artacak, çok artacak. Alanda karşılaştığımız durum bunu gösteriyor.” Haftalardır dile getirilmesine rağmen sağlık çalışanları hâlâ koruyucu malzemeden yoksun.
Hasta sayısı giderek artıyor
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Zeki Kılıçaslan da bu bilgileri doğruluyor: “Hasta sayısı giderek artıyor, bizde de büyük tehlike var. En büyük kaynağı da hastanelerin bizatihi kendisi. Sağlık çalışanları büyük tehdit altında. Değişik hastanelerden ve aile hekimlerinden gelen bilgilere göre birçok hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanları pozitif.” Bulaştırıcı hastaların hızla bulunması, ileri derecede agresif korunma önlemleri alınması gerekirken bunların yapılmadığını söyleyen Prof. Kılıçaslan, “Şu anda bile hâlâ sadece yoğun bakıma yatmış, entübe edilen, makineye bağlanan çok bulaştırıcı vakalar için önlemler var. Henüz yoğun bakım ihtiyacı olmayan servislerdeki korunma önlemleri ise gevşek” diyor.
“Söylemekten niye korkuyoruz ki?”
Kılıçaslan Covid-19 salgınıyla mücadelede bütün dünyada eksik kalındığını söyleyerek bazı konularda geç kalınmış olsa bile şeffaflığın önemine dikkat çekiyor: “Herkes biliyor ki bu çok yaygın. Alman başbakanını dinledik, diyor ki toplumun neredeyse hepsinde bu hastalık olacaktır. Biz niye korkuyoruz ki topluma bunu söylemekten? Bırakın topluma söylemeyi, doktorlara bile söylemiyoruz. Biz çocuk muyuz, millet çocuk mu, doktorlar çocuk mu? Almanya’da, İtalya’da binlerce vaka oluyor da bizde niye olmayacak? Bunu söylemekten niye korkuyoruz? Halk sağlığı bu! Herkesi ilgilendiren bir konuda, kesinlikle şeffaf olunmalıdır. Çok hızlı şekilde yaygın test uygulanmalıdır.”