Türkiyenin borçla büyüdüğünün altını çizen, ekonomist Uğur Gürses, “Bol para dönemi geride kaldığı için şirketler zorlanacak ve finansman sorunu yaşayanlar ‘tasarruf önlemi’ alacak” dedi.
Ekonomist Uğur Gürses, Türkiye’nin bir resesyonla karşı karşıya olduğunu söyledi. Gürses, “İnsanlar işsiz kalacak, şirketler batacak ve belki kimse ‘ben batıyorum’ diye bağırmayacak” dedi. Gazete Duvar’da İrfan Aktan’ın sorularını cevaplayan Gürses, “Daha krizin başındayız. Kasap örneği iyi bir anekdot aslında. Bütün krizler finansal kesimden başlıyor; kurlar artıyor, faizler patlıyor. Bu da domino etkisiyle arka arkaya aşağıya ve giderek hane halkına, üreticiye ve toplam ekonomiye yansıyor” ifadesini kullandı.
Bol para dönemi geride kaldı
Gürses, “Bankaların kredi vermemeye başlamasının yakın gelecekteki etkisi ne olur?” sorusunu şöyle cevapladı; “Çalışma sermayesini bile bulamayan firmalar önce tasarruf tedbirlerine gidecekler ya da batacaklar. Çünkü Türkiye borçla büyüyen bir ülke. Geçmiş 10-15 yıl, Türkiye’ye akan dövizin, bol paranın ve bundan ötürü büyüyen kredilerin sebep olduğu yüksek tüketim döneminin hikâyesiydi. Eskiden bankalar çok rahat ucuz kredi verirken şimdi yüksek faizle veriyor veya hiç vermek istemiyor. Bol para dönemi geride kaldığı için şirketler zorlanacak ve finansman sorunu yaşayanlar ‘tasarruf önlemi’ alacak. Tuvaletlerdeki kâğıtları azaltmaktan başlayıp personel yemeklerinden kısmaya ve giderek işçi çıkarmaya gidecekler.”
Ankara krizi geçici gibi sunmaya devam ediyor
Yıl sonuna doğru bu domino etkisi gibi yaşanacak. Ama enflasyon artışı, dolayısıyla hane halkının harcanabilir gelirinin küçülmesi de devam edecek. Böylesi bir şok en çok yoksulları dövecek. Asgari ücretle geçinen 17 milyona yakın yoksul var. Onların harcama sepeti içinde hızlı tüketim malları, gıda, barınma, kira giderleri var. Halihazırda zaten gıdada yıllık fiyat artışı yüzde 20’de. Ama üretici fiyatları penceresinden baktığımızda bu rakam yüzde 30’ları geçmiş durumda. Bu, üreticiden tüketiciye doğru, yüzde 30’dan itibaren fiyat artış yansımasının olacağı anlamına geliyor. Bu ayki enflasyon büyük olasılıkla yüksek gelecek. İvme olarak yüzde 20-25’lik bir patikaya doğru gidiyor. Ne yazık ki Ankara bunu geçici bir krizmiş gibi sunmaya devam ediyor. İktidar “bunu atlatırız, geçecektir” diyor, ama kısa vadede pek de atlatılacak bir kriz değil bu.
İnsanlar işsiz kalacak, şirketler batacak
İnsanların sokakta eylem yapmamasının krize alıştığı anlamına gelmeyeceğini belirten Gürses, şöyle devam etti; “Kaldı ki dün bir kilo et alabilen insanların bugünkü alım gücü yarım kiloya düşmüş olabilir ama bu düşüş bir erozyon gibi devam edecek. Şirketlerin batışı 1994 veya 2001 krizlerindekinden farklı olarak belki sessizce olacak ama olacak. İnsanlar işsiz kalacak, şirketler batacak ve belki kimse “ben batıyorum” diye bağırmayacak.”
MÜSİAD da aynı şeyi söyledi
Borca dayalı büyüme krizi derinleştirdi