"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur'ların Diyanet'e devredilmesi riskli

27 Kasım 2014, Perşembe 09:47
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, S Haber'de Serdar Bal'ın canlı yayın konuğuydu

Kazım Güleçyüz canlı yayında Risale-i Nur'ların Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmesiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

1. Söz'den başlayarak Şualar, Lahikalar vs. bütün risaleler ayrıntılarıyla sıralanmış. Ve sonuna da bugünlerde 1-2 gündür mevzu olan Namaz Tesbihatı, en son madde olarak eklenmiş. Namaz tesbihatı, Bediüzzaman Hazretlerinin telif ettiği bir şey değil. Namaz Tesbihatı çok öteden beri gelen bir dua. Bunu da bu listeye dahil etmişler. Onun yanında Hizb'ül-Kur'an, yine Bediüzzaman Hazretlerinin Kur'andaki imanî ayetlerden derlediği bir kitap. Cevşen'in de içinde bulunduğu Hizbü'l-Ekber, burada da dualar değişik münacatlar ve salavatlar var. Delail'ün-Nur var. Bütün bunlar da yine Risale-i Nur Külliyatı içerisinde mütalaa edilerek birilerinin savunmaya çalıştığı gibi koruma adı altında tekel kapsamına alınmış durumda. Bundan sonra nur talebelerinin Bediüzzaman'dan öğrendikleri Namaz Tesbihatı'nı da basma, yayma, çoğaltma, radyo ve televizyonlarda okumaları izne tabi olacak. Mevcut durum bunu getiriyor.

Eşref Edip imzalı Tarihçe-i Hayat diye bir kitap da var. Bediüzzaman'ın hayatını yazan bu kitap Eşref Edip'e aittir. Böyle komik şeyler de var. Ne kadar aceleye getirildiğini görmek açısından bu örnekleri aktarmakta fayda görüyorum.

Kazım Güleçyüz, sunucu Serdar Bal'ın "Risale-i Nur Külliyatı'nın Diyanet'in tekeline alınması ne gibi bir sıkıntıya sebep olur?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

Şimdi Türkiye'de Diyanet'in statüsü olması gereken yerin uzağında. Bunu Davutoğlu da söyledi. Yani bu zamana kadar hem devletin hiyerarşik yapısı içerisinde, hem sistem içerisinde yeri gerilerde. Diyanet'in özerk bir konuma kavuşturulması, Din Şuraları'nda konuşulur, teklifler dile getirilir; ama hayata geçirilmez. Bununla ilgili bir anayasa düzenlemesi gerekir. Bediüzzaman da Meşiat Kurumu'nun padişahın etki alanından uzak bir alanda hizmet vermesi gerektiğini söyler. Dolayısıyla Diyanet'e verdiğiniz zaman, Diyanet kendi irade ve insiyatifiyle bunu yapabilecek, müsaade verilebilecek şeklinde bir sonuç çıkarmamız mümkün değil. Siyasi etkilere her an açık olabilecek bir kurum. Ki Diyanet'in ilk kuruluş yıllarındaki trajik örneklerini okuyoruz. Yani Diyanet'e Nutuk sattırmışlar, "Milli Piyango caizdir" fetvaları verdirmişler. İhtilal dönemlerinde hiç olmadık şeyler yaptırmışlar. 27 Mayıs döneminde Bediüzzaman Hazretlerini asılsız iddialarla karalayan kitaplar yayınlatmışlar. Şimdi böyle bir kurum, evet şu anda nisbeten belli bir noktaya gelmiş gibi görünüyor ama, sistem düzeltilmediği müddetçe bu risk her zaman olmaya devam edecektir. Diyanet'in farklı rüzgarların etkisinde kalarak ona göre kullanılması, bir takım istikametlere yönlendirilmesi mümkün. 

Tekrar söylüyorum; bir defa Anayasa Mahkemesi görüşüyorken, henüz kararını vermeden... Çünkü belki iptal edecek, iptal ettiği zaman ne yapacaksınız? O zaman gereksiz yere böyle bir tartışmaya meydan vermiş olacaksınız, Diyanet'i de sıkıntıya sokmuş olacaksınız. Onun için bu acelenin hiçbir şekilde mantıkla, hukukla izahı mümkün değil. Bekleyin, Anayasa Mahkemesi kararını versin, ondan sonra ne yapılması gerekiyorsa yapılsın.

Güleçyüz, "Şuan stokta bir sıkıntı var mı?" sorusunu da şöyle cevapladı:

Stoklar azalıyor, bizim de azalıyor, diğer yayınevlerinin de azalıyor. Depolardaki kitap sayısı azaldı. Dolayısıyla bu sıkıntı devam ettiği takdirde bu stokların da tükenmesi ve yeni Risale taleplerinin karşılanmaması gibi bir durumla karşı karşıya kalacağız.

Haber: Mücahit Çakır / [email protected]

Okunma Sayısı: 5483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • hakan kagan

    27.11.2014 21:19:30

    Allah bela verir demekten kendimi alamıyorum...bu sözüm ona Risale-i Nur'u savunan zevata...Yeniasya duruşuyla haklı sonuna kadar..yarın öbür gün diğer yandaş nurculara da sırtını dönünce bu kişiler o zaman görecem ben onları..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı