Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı sivil toplum kuruluşları tarafından bir düğün salonunda düzelenlenen '12'nci Geleneksel Konyalılar İftar Buluşması'na katıldı.
Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, bürokraside liyakatın esas alınması gerektiğini belirterek, "Bir bürokratın nerede doğduğu, hangi aileden geldiği, hangi topluluğa ait olduğu, hangi vakıf, hangi dernek mensubu olduğu değil, sadece ve sadece ehliyeti ve liyakatı konuşulduğu sürece devlet ayakta durur. O benim yakınım, bu benim akrabam, şu benim ilerde işime yarar diye bürokrasiyi başka kriterlerde inşa ederseniz, devlet ayakta kalamaz" diye konuştu.
Dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere değinen Davutoğlu, şunları söyledi:
''Uluslararası sistem, büyük bir kriz içinde. Bir tarafta daha 6 ay önce görev başı yapmasına rağmen önümüzdeki dönemde yaşadığı soruşturmalarla nereye gideceği, ne olocağı belli olmayan bir Amerikan sistemi ve Amerikan Başkanı. Amerikan sisteminin nereye gideceğiyle ilgili tartışmalar. Diğer taraftan 3-4 ay önce seçim yapmasına rağmen hükümeti kuramamış Hollanda ve yeni seçim yapmasına rağmen istikrara kovuşamamış İngiltere. Nereyi gideceği belli olmayan Avrupa Birliği. Öte yandan biriken gücüne rağmen hala uluslararası sistem içindeki barış gücü rolünü oynayamayan Asyalı güçler. Dünya sisteminde ekonomik, mali, siyasi olarak büyük bir krizin bütün görüntülerin yansıması. Son olarak Katar krizinde ortaya çıktığı gibi her an birbiriyle çatışmaya hazır gibi görünen Sünni-Şii ayrımından sonra Katar'da, körfezde yaşanan ayrışmalarla daha da atomize edilmiş bir İslam dünyası. Bunun merkezinde bir sene önce hain bir çetenin teşebbüsüyle suikasta maruz bırakılmak istenen bu aziz ülke. İç içe geçmiş bir krizler halkası içindeyiz. Aynen Haçlılardan sonra Moğolların saldırdığı Anadolu coğrafyası gibi."
Bürokrasi'de hangi vakıf ve derneğe mensup olan kişi değil, liyakatin esas alınması gerektiğini belirten Davutoğlu, "Bizim bu yozlaşma, bu sapma, bu ihanet örneklerini göz önünde bulundurarak sahip olduğumuz güç ne olursa olsun, ister ilmi, ister ticari ve ekonomik güç, isterse siyasi güç, önce o gücü nefsimizde terbiye edecez, sonra o gücü ahlak temelinde zırhla kuşatacaz. Sonra da millete bir merhamet olarak sunacaz. Hiçbir adaletsizliğe, hiçbir yanlışa, hiçbir kayırmaya kapılmadan, bürokraside ehliyeti liyakati esas alacaz. Bir bürokratın nerede doğduğu, hangi aileden geldiği, hangi topluluğa ait olduğu, hangi vakıf, hangi dernek mensubu olduğu değil, sadece ve sadece ehliyeti ve liyakatı konuşulduğu sürece devlet ayakta durur. O benim yakınım, bu benim akrabam, şu benim ilerde işime yarar diye bürokrasiyi başka kriterlerde inşa ederseniz, devlet ayakta kalamaz" diye konuştu.
DHA