AVRUPA PARLAMENTOSUNUN YENİ TÜRKİYE RAPORTÖRÜ: OLAĞANÜSTÜ DÖNEMİN ŞARTLARI ARTIK GERİDE KALDI. O HALİ SÜRDÜRMENİN MAZERETİ YOK.
Türk muhataplarıma diyorum ki
YENİ raportör İspanyol Amor: “Türk muhataplarım bana hep ‘Darbe girişimi sonrası ülke olağanüstü döneme girdi, devlet kendini savunmalıydı’ diyor. Ben de ‘Önlem aldınız, peki ya şimdi?’ diyorum. Bu psikolojik, yasal ve siyasî durumu böyle sürdürmek için mazeret kaldı mı? Normale dönüş vakti geldi.”
Milyonlarca insanı terk edemeyiz
“AB Türkiye’nin katılım sürecini devam ettirmeli. Sonlandırırsak Türkiye’deki Avrupa yanlısı güçleri terk edeceğimizin farkında olmalıyız. Konu Erdoğan meselesi değil, arka planda umutları ve beklentileri olan bir ülke ve milyonlarca insan var. Bu insanları terk edemeyiz.”
***
Normalleşme vakti geldi
Avrupa Parlamentosu’nun yeni Türkiye raportörü İspanyol Nacho Sanchez Amor, Türkiye için normalleşme dönemine dönüş vakti gelmiştir. Olağanüstü dönemde yapılanları bugün meşru kılacak koşullar ortadan kalktı” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yeni Türkiye raportörü, İspanyol sosyal demokrat parlamenter Nacho Sanchez Amor, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye üzerinde nüfuz sahibi olmak için katılım sürecini devam ettirmesi gerektiğini söyledi. “AP’nin ‘müzakereler askıya alınsın’ çağrısının son zamanlarda Türkiye’de hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve diğer temel hak alanlarında yaşananlardan kaynaklandığını söyleyen Amor, “Bu alanlarda durum daha da kötüleşti. Türk muhataplarım bana hep ‘darbe girişimi sonrası ülke olağanüstü döneme girdi, devlet kendini savunmalıydı’ diyor. Ben de ‘Önlem aldınız, peki, ya şimdi?’ diyorum. Bu psikolojik, yasal ve siyasi durumu böyle sürdürmek için mazeret kaldı mı? Çok şükür, darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Darbe girişiminin üstesinden gelindi. Bu döneme geri dönüleceğine dair bir emare de yok. O halde Türkiye için normalleşme dönemine dönüş vakti gelmiştir. Olağanüstü dönemde yapılanları bugün meşru kılacak koşullar ortadan kalktı. Fakat bugün de gerekçe terör kavramı üzerinde yoğunlaşıyor. Güvenlikle ilgili meşru kaygıları anlıyor, kabulleniyorum. Bir İspanyol olarak terörle mücadele nedir, iyi bilirim. Fakat bu, ordunuzu komşu ülkeye göndermek için bir pasaport değildir” dedi.
Bu insanları terk edemeyiz
DW Türkçe’nin haberine göre, “Türkiye Erdoğan değil, Erdoğan da Türkiye değil” diyen Amor şöyle devam etti: “Avrupa’da sorun, kamuoyunda çoğunluk ve bazı siyasilerin cumhurbaşkanının ötesinde bir ülke olduğunu görmüyor olmasında. Ülke Erdoğan’ın şahsiyetinin gölgesinde. Ben şahsen yönetenler, iktidar partisi ve ülke arasında ayrım yapıyorum. İşte bu nedenle biz Avrupalılar, katılım sürecini sonlandırırsak Türkiye’deki Avrupa yanlısı güçleri terk edeceğimizin farkında olmalıyız. Türkiye üzerinde nüfuz sahibi olmak ve bu sosyal güçleri AB projesine bağlı tutmak için elimizdeki tek kaldıraç güç katılım süreci veya ileriye yönelik diğer ilişki yollarıdır. Bu nedenle Avrupalı meslektaşlarıma bu konunun sadece Erdoğan meselesi olmadığını söylüyorum. Erdoğan bugün lider ama arka planda bir ülke var. Umutları ve beklentileri olan bir ülke. Milyonlarca insan toplumu modernleştirme yolu olarak ve Türkiye’de yaşam koşullarının iyileşmesi için Avrupa’ya bakıyor. Avrupa ile Türkiye toplumu arasındaki en kuvvetli bağ olan bu insanları terk edemeyiz. Bazı AB fonlarını kessek bile sivil toplumun bu bölümüne yönelik fonları muhafaza etmeliyiz.”