Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Ocak 2015 tarihinde evinin önündeki boş arazide oynarken öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne ilişkin Cizre 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 1’i tutuklu 5 polisin yargılandığı dava 2 gün sürdü.
Yargılama sonunda tutuklu sanık M.N.G.’nin tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıklar komiser yardımcısı U.İ. ve özel hareket polisleri H.V, O.Ç. ve G.T. hakkındaki tutuklama kararının reddine, ikinci duruşmanın ise 2 Temmuz 2015 tarihine ertelenmesine karar verildi.
Şırnak'ın Cizre İlçesinde 14 Ocak 2015 tarihinde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın ölümüyle ilgili 1'i tutuklu 5 polisin yargılamaları ilgili iki günden bu yana Cizre 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam davada karar çıkmadı. Sanıkların SEGBİS sistemiyle katıldıkları duruşmada, Kazanhan ailesinin avukatları mahkemede hazır bulundu.
Yargılamanın ilk gününde tutuklu sanık M.N.G., SEGBİS sistemiyle mahkemeye ifade verirken, bugün de tutuksuz sanıklar komiser yardımcısı U.İ. ve özel hareket polisleri H.V, O.Ç. ve G.T. mahkeme başkanı tarafından sorgulandı.
SEGBİS sistemiyle ifade veren Özel Harekat Polisi H.V., hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek söz konusu olayla ilgili görüntülerin kayıtlarının üstlerine kimin verdiğini bilmediğini söyledi. Görev süresi bittikten sonra Mardin’de üzerine zimmetli malzemeleri depoya teslim ederken fişeklerin eksik olduğunu fark ettiğini ve bunu depo görevlisine söylediğini ifade eden H.V, depo görevlisinin de bunu halledeceğini belirttiğini aktardı.
H.V. ifadesinde şunları dile getirdi: "Daha sonraki günlerde de izne ayrıldım. Nihat Kazanhan’ın ölümü ile sonuçlanan olayda kullanılan silah hedef alınarak atış yapılacak bir silah değil. Ama bu silahla 20-25 metre yakından yapılacak olan bir atışın insanlara zarar verebileceğini ve insan vücuduna girebileceğini biliyorum. Bu silah kapı ve camları kırmada kullanılıyor. Altı yıldır polis memuru olarak görev yapıyorum ama bu olayın adli ve idari bir yönünün olduğunu bilmiyordum. M.N.G. eğer atışı yaptığını söylemeseydi bu olay aydınlanmazdı. Arkadaşım kendi işlediği suçu itiraf eder diye ismini söylemeyip suçu gizledim. Ama bunu birilerini kurtarmak için yapmadım."
Tutuksuz sanıklardan O.Ç. ise "Ben Hayati Bilgin Karakolu'nda sabit görevde bulunan Akrep tipi zırhlı araçtaki sabit silahı ve kamerayı kontrol etmekle görevliydim. Çocuğun vurulma anını görmedim ama çocuğun yerden kaldırılması ve hastaneye kaldırılışını kameradan hem izledim, hem de zoom yaparak kayıt yaptım. Çocuğun yaralanıp hayatını kaybetmesi ile ilgili olayın bizimle bir bağlantısı olmadığını düşündüm." şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanık polis memuru G.T. ise olay günü Bölge Trafik Müdürlüğü'nde olduğunu belirterek şöyle konuştu: "U.İ.'nin beni arayarak bir konuyu konuşmak üzere Hayati Bilgin Karakolu'na gelmemi istemesi üzerine iki shortland ve 1 akrep tipi zırhlı araçla karakola gittik. Söz konusu olayı konuştuktan sonra U.İ.’nin yanından ayrılıp tank taburuna geçtik. Daha sonra da shartlan silahından atılan mühimmatla çocuğun hayatını kaybettiğini, ancak bu olayda kötü bir niyet olsaydı bu görüntüleri yok edebilir ve bilebilirdik."
Mardin'nen geçici görevle Cizre'ye geldiklerini aktaran tutuksuz sanık Komiser U.İ. de, "Olayda çocuklara zarar gelmemesi için H.V. ve M.N.G.’ye aşırmalı bir gaz kapsülünün atılmasını emrettim ve onlar da bu emrimi yerine getirdi. Ancak çocuğun ölümüne neden olan atışı kimin yaptığını görmedim ve emri de vermedim." ifadelerini kullandı. U.İ., akşam görüntüleri izledikten bir gün sonra Şırnak Özel Harekat Şube Müdürlüğü'ne olayla ilgili görüntülerin olduğuna dair bilgi verdiklerini aktardı.
Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan ise olayın yaşandığı gün Irak’ta olduğunu söyledi. Kazanhan, "Olayda çocuğumun öldürüldüğünü orada duydum. Döndüğümde çocuğumun cenazesi Diyarbakır’daydı. Olayın yaşandığı gün çocuklar oyun oynuyordu. Karşı tarafta da bir çocuk koyun otlatıyordu. Olaydan önce hiçbir taş atılmadı. Karakoldan çıkan zırhlı araç çocukların karşısındaki tepeye gelip durduktan sonra çocuklara önce gaz attı, sonrasında nişan alınarak atış yapıldığını öğrendim. Ben bütün sanıklardan şikayetçiyim ve tüm sanıkların cezalandırılmalarını istiyorum." diye konuştu.
İfadelerin alınmasından sonra müşteki avukatları, sanık avukatları ve iddia makamı, mahkeme başkanına taleplerini iletti. Taleplerin dinlenilmesine müteakiben mahkeme başkanı Eray Temizkan, dava ile ilgili kararı açıkladı. 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne ilişkin Cizre 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 1’i tutuklu 5 polisin yargılandığı dava sonunda; tutuklu polis memuru M.N.G.’nin tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıklar komiser yardımcısı U.İ. ve özel hareket polisleri H.V, O.Ç. ve G.T. hakkındaki tutuklama kararının reddine, MKE'ye yazı yazılarak Nihat Kazanhan’ın ölümüne neden olan silahın nişan alarak atış yapılıp yapılamadığına ve özelliklerinin araştırılmasına, İletim Başkanlığı'na yazı yazılarak olaydan 2 önce ve 10 gün sonraki telefon kayıtlarının istenmesine, Hayati Bilgin Karakolu'ndaki kamera kayıtlarının istenmesine karar verildi.
Mahkeme sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, benzer dosyalarda da Türkiye'de hep hayal kırıklıklarını yaşadıklarını soyledi.
Elçi, "Biz de şu an o duygulara sahibiz. En büyük endişemiz; maalesef son dönemlerde kamu görevlilerinin vatandaşlara karşı suç işlediği dosyalar. Yargının kamu görevlilerini koruma kollama yaklaşımları herkesi derinden üzmektedir ve yargı da büyük bir prestij kaybetmektedir. Savunmalarımızda da bunu söyledik ve iddia makamının, tutuksuz sanıkların tutuklama talebimizi red gerekçesinde sanıkların kamu görevlisi olarak gösterilmesi gerçekten bizleri derinden üzmüştür. Bilindiği gibi ne Türk ceza yasasında, ne ceza mahkemeleri usul yasasında böyle bir madde bulunmamaktadır. Birinin kamu görevlisi oluşu onun tutuklama ya da tutuklanmama konusunda etkisi söz konusu değildir. Tabii ki bu dosyanın adil yargılanması konusunda ciddi endişelerimiz vardır. Biz de hem Şırnak Barosu olarak, hem bölge baroları, hem Türkiye Barolar Birliği olarak adil yargılanmanın devam etmesi için elimizden geleni yapacağız." şeklinde açıklamalarda bulundu.