Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın petrol ve doğal gaz arama çalışmalarından “müjde”yle bahsetmesi ne ilk ne de son. AKP iktidarı boyunca petrol ve doğal gaz üstüne sayısız “müjdeler” verilmesine uzmanlar tepkili.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karadeniz’in Kuzey Sakarya Sahası’nda yer alan arama kuyusu Amasra-1’de devam eden petrol ve doğal gaz arama çalışmalarıyla ilgili olarak “Zonguldak’ta bir müjde açıklayacağını” söylemesi, akıllara Erdoğan’ın daha önceki “müjde”lerini getirdi. DW Türkçe’nin haberine göre, Erdoğan, Türkiye’nin Karadeniz’de tarihinin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdiğini Ağustos 2020’de yine “müjde” olarak duyurmuştu. O tarihte, Tuna-1 olarak adlandırılan Sakarya Gaz Sahası’nda keşfedilen doğal gaz rezervinin 320 milyar metreküp olduğu açıklandı. Erdoğan, “Hedef 2023’te Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmak” derken, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfiyle ithalatta ciddî azalma beklendiğini söyledi. Dönmez, “Doğal gazı vatandaşlarımızın çok daha ekonomik fiyatlarla kullanabileceği altyapıyı oluşturmuş oluyoruz” dedi. Ancak Türkiye’de 2021 yılının sadece ilk üç ayında doğal gaza yüzde 3 oranında zam yapıldı. 2020’de doğal gaza yıllık bazda yüzde 12 oranında zam yapılması da muhalefetin mecliste iktidara “Keşifler ve zamlar beraber mi ilerleyecek?” tepkisine neden oldu. Erdoğan’ın 2020’de “Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdik” açıklamasıyla birlikte “AKP, iktidara geldiği 2002’den beri müjdeler veriyor ancak sonuç alınmıyor” tartışması da alevlenmişti.
Bilimsellikten uzak
Enerji uzmanı Arif Aktürk, Karadeniz’de sondaj çalışmalarının sürdüğüne işaret etti. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aktürk, sondaj çalışmaları tamamlanmadan yapılan “müjde” açıklamalarının zaten ekonomiye de vatandaşın beklediği faturalara da yansımadığının açıkça görüldüğünü anlattı. Aktürk, “Müjdeli açıklamaların faturalara yansımadığını BOTAŞ’ın açıklamalarından da gördük. Bir petrol şirketi, sondaj çalışması yapılan yerde her şey kesinlik kazandıktan sonra ancak oraya yatırım yapabilir ki, biz bunun Karadeniz’de kısa sürede gerçekleşmesini mümkün görmüyoruz. Çünkü yapılan sondajların rezerve dönüşünü henüz bilimsel olarak kanıtlayamadık. Yeni müjdeler için beklemekte fayda var” ifadelerini kullandı.
Müjde demek için erken
Peki Erdoğan’ın ya da AKP’li yöneticilerin petrol ve doğal gaz arama çalışmalarından çıkan sonuçları “müjde” diye duyurması ne kadar bilimsel? Enerji uzmanı Necdet Pamir, “Müjde olsa seviniriz, rezerv de olsa seviniriz, ancak şu an itibariyle açıklananlar bulgudan öteye geçmiyor” sözleriyle cevap verdi. Tuna-1 alanında yapılan çalışmaları örnek verirken çalışmalardan elde edilen sonuçların uluslar arası standartlara göre “rezerv” tanımına girmediğini söyleyen Pamir, “Rezerv noktasına gelmeye daha çok zaman var. Çünkü siz iki boyutlu, üç boyutlu sismik araştırmalarını ve kimi jeolojik etütlerinizi birleştirip arkasından -burası olası bir petrol ya da doğal gaz yapısı- dersiniz. Sondajınızı yaparsınız. Tuna-1’de yapıldı ama tüm test kuyularında hep aynı sonuca ulaşıldı mı? Bir kuyuda petrol, doğal gaz emaresi almanız yetmiyor, tüm kuyularda aynı sonuca ulaşmanız gerekiyor. Bu yüzden kamuoyuna bilimsellikten uzak açıklamalar yapılıyor, konu yanlış tartışılıyor” diye konuştu.