16 Nisan’da yapılan Anayasa Değişikliği’ne yönelik tartışmalar artarak devam ediyor. Birçok şaibeli durumun söz konusu olduğu oylama için YSK çelişkili açıklamalar yaparken, çok sayıda uzman referandumun iptal edilmesi çağrısını yapıyor.
16 Nisan’da yapılan Anayasa Değişikliği’ne yönelik tartışmalar artarak devam ediyor. Birçok şaibeli durumun söz konusu olduğu oylama için YSK çelişkili açıklamalar yaparken, çok sayıda uzman referandumun iptal edilmesi çağrısı yapıyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Eski Başkanı Muammer Aydın YSK’nın mühürsüz oyların kabul edilmesi kararına tepki gösterdi. Aydın yasanın çok açık olduğunu belirterek “Mühürsüz zarf ve oy pusulalarının iptal edilmesi gerektiğini” söylerken, Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, ‘Hayır’ oylarının gasp edildiğini belirterek, “YSK, hem kendi yasasını, hem Seçim Kanunu’nu, hem de Anayasa’yı ihlal etmiştir” ifadesini kullandı. AGİT’in Avusturyalı üyesi Alev Korun, Pazar günü gerçekleştirilen referandumda kural dışı uygulamaların sonucu 2.5 milyon oyun şaibeli olduğunu savundu. Korun, “2.5 milyon oyla oynanmış olabileceğine dair şüphe var” dedi.
‘Hayır’ oyları gasp edildi
Eski İçişleri Bakanı Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, ‘Hayır’ oylarının gasp edildiğini belirterek, “YSK, hem kendi yasasını, hem Seçim Kanunu’nu, hem de Anayasa’yı ihlal etmiştir” ifadesini kullandı. Yeniçağ gazetesindeki habere göre, Tantan “YSK’yı bu şekilde karar vermeye mecbur kılan tutsaklık nedir? YSK’yı oluşturan heyetin Türk kamuoyunu aydınlatması gerekmektedir. Açık ve net bir şekilde görülmüştür ki, Türkiye’de, Türkiye’nin bölünmesini istemeyen, demokratik ve hukuk zemininde ülkenin ilerlemesini sağlamak isteyen halkın, bir araya geldiği ve yüzde 57’ye varan bir ‘Hayır’ oyu bizzat YSK eliyle gasp edildiği ortaya çıkmıştır. Çok acı bir gerçektir” değerlendirmesini yaptı.
YSK’nın da katkılarıyla zoraki bir ‘Evet’ oluşturuldu
Tantan, şöyle devam etti: “Bir gerçek vardır ki, Türkiye’deki siyasetin artık sorgulanabilir olduğu, Türkiye’nin nitelikli, kimlikli, vatanperver, milli şuurla yoğrulmuş insanların bir araya gelerek, Türkiye’yi hukuk zemininde yeniden inşa etmek üzere bir araya gelmelerinin elzem ve kaçınılmaz olduğu da ortaya çıkmıştır. Artık 15 yıllık iktidarın kirliliği ve kimliksizliği yurtiçinde ve yurtdışında sorgulanabilir bir konumdadır. Bütün yalanları, aldatmaları hepsi birer birer dökülmektedir.”Türkiye’yi iç ve dış savaşla karşı karşıya bırakan bu siyasi zihniyetin Türkiye için en büyük tehdit olduğu meydandadır. Halkın bu referandum sürecinde yan yana gelmesinin ve bu iktidarın kirliliğine ve kimliksizliğine ‘Dur’ demesinin YSK tarafından gasp edilmesi kabul edilemez. Referandum sonuçları aslında yüzde 53-57 ‘Hayır’ önde. ‘Evet’ oyları düşük. Ancak YSK’nın da katkılarıyla zoraki bir ‘Evet’ oluşturulmuştur.
Eski Başkan Aydın: İptal edilmeli
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Eski Başkanı Muammer Aydın YSK’nın mühürsüz oyların kabul edilmesi kararına tepki gösterdi. Aydın ‘Yasanın çok açık olduğunu’ belirterek “Mühürsüz zarf ve oy pusulalarının iptal edilmesi gerektiğini” söyledi. Muammer Aydın “Yasa hükmü açık. Oy kullanılan zarfların üzerinde ilçe seçim kurulu kararı olması lâzım. Oy pusulalarında da sandık kurulu mührü olmalıdır. Hiç mühürsüz zarf ve oy pusulaları geçersizdir. Yasada bu çok açık bir şekilde yazılmıştır. Bu konuda tartışma anlamsızdır. Mühürsüz oyların iptal edilmesi yasa gereğidir” dedi.
2.5 milyon oy şaibeli
Avrupa Konseyi gözlem heyetinin Avusturyalı üyesi Alev Korun, Pazar günü gerçekleştirilen referandumda kural dışı uygulamaların sonucu değiştirmiş olabileceğini belirtti. AGİT’in Avusturyalı üyesi Alev Korun, 2.5 milyon oyun şaibeli olduğunu savundu. Mühürsüz zarf tartışmasını aktaran Korun, “2.5 milyon oyla oynanmış olabileceğine dair şüphe var” dedi. ORF Radyosu’na konuşan Korun, “Bunun sebebi, kanunların sadece resmî zarflara izin vermesi. Fakat Yüksek Seçim Kurulu, yasaya aykırı biçimde, resmî mührü olmayan zarfları kabul etti” dedi. Avrupa Birliği üyelik süreci bağlamında Türkiye’deki seçimlere gözlemci gönderen AGİT, dün düzenlediği basın toplantısında referandum sürecinin demokratik standartların altında kaldığı tesbitinde bulunmuştu.