Yargıtay’ın AYM kararını tanımama ısrarına karşı muhalefet sine-i millet dahil demokratik bütün yolları kullanmaya davet ediliyor.
Mehmet Kara - ANKARA
Adalet size de lâzım olacak - Anayasayı savunacağız - Hep birlikte dur diyelim
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin; Anayasa Mahkemesi’nin ikinci defa verdiği Hatay Milletvekili Can Atalay’ın cezaevinden salıverilmesi kararına uymamasına tepkiler artıyor.

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, hukukun asli kaynakları kendi içinde, “yazılı kaynaklar” ve “yazısız kaynaklar” olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, “Yazılı kaynaklar anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmeliktir. Hukukun yazısız kaynakları ise örf ve âdettir. Elbette bu ‘normal’ ülkelerde, işleyen bir hukuk sisteminde böyledir. Türkiye’de ise hukukun yazısız kaynakları ‘beyefendinin tensipleri/hezeyanları/keyfi’ yazılı kaynakları ise sadece kararnamelerdir! Dünya’da Anayasal anlamda ülkeler yazılı bir anayasası olan/olmayan şeklinde tasnif edilir. Bugünkü Yargıtay kararı ile tasnif bir kırılıma daha uğradı; -Anayasası olmayan ülkeler Ve bu tasnifte sadece Türkiye var! Asırlar boyu süren demokratikleşme ve adalet gayretlerini iğdiş ettiler! Ama göreceksiniz, size de lazım olacak! Hem de herkesten çok!” diye tepkisini dile getirdi.
Hukuk yasak, gayrimeşruluk serbest

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde; Hukuk devleti niteliğini korumak için yetki kullanımı yasak! Ama her türlü krizi çıkartmak serbest! Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı uygulatması yasak! Ama Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin anayasayı çiğnemesi serbest! Yargı mensupları için Ak Partiliye dokunmak yasak! Ama iktidarın hedef gösterdiği herkesi tutuklamak serbest! Ezcümle; hukuk yasak, gayrimeşruluk serbest” dedi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise “Türkiye’nin hukuk devleti olma vasfını yitirmesi, Yargıtay üyelerinin eliyle gerçekleşmektedir. İktidarı bu skandala karşı çıkmaya, sorumluluk almaya davet ediyorum” dedi.
Devlet krizini derinleştiriyor

Davutoğlu ise “Bir yüksek mahkemenin diğer yüksek mahkemeyi mahkemeye vermesi hukuk tarihine geçecek trajikomik bir nitelik taşımaktadır. AYM ile Yargıtay 3.Ceza Mahkemesi arasındaki kriz hangi açıdan bakılırsa bakılsın herhangi bir hukuk yorum farklılığının çok ötesinde boyutlar taşımakta ve yaşanan devlet krizini derinleştirmektedir. Önce hukuksuzlaşma sonra da anayasasızlaşma süreçleri ile otoriterleşme tahkim edilmek istenmektedir. Başta yargı mensupları ve siyaset kurumu olmak üzere herkesi şu gerçek konusunda uyarıyorum: Hukuk kaosu toplumsal kaosu tetikler. Toplumu daha fazla germeyin” şeklinde konuştu.
Ülkemizi bir muz cumhuriyetine çevirdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tepkisini “Bu işbilmez hükümet, ülkemizi hukukun işlemediği, anayasanın tanınmadığı bir muz cumhuriyetine çevirdi. Yargıtay’ın kararına karşı anayasayı savunmayı ısrarla sürdüreceğiz” diyerek gösterdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, AYM’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararı yok sayması, ülkemizin temel direği olan anayasal düzeni ilga etmeye yönelik bir darbedir. Yasalar, kişilere göre şekillenemezler ve herkese karşı eşit olmak zorundadırlar” dedi.
Israrlı bir başkaldırı

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bu bir darbedir. Sırtına yargıç cübbesi giymiş, yüzüne hakim maskesi takmış bir grup şahıs hukukla, yasayla, anayasa ile hiç ilgisi olmayan sözde kararlar alarak açıkça halk iradesine, anayasanın açık hükmüne karşı ısrarlı bir başkaldırı eylemi içinde. Bu süreklilik arz eden eylem; anayasal düzene, adalet sistemine ve parlamentoya yönelik bir darbe girişimidir” dedi.
***
Ortak tutum almanız şart
Demokrasi İçin Birlik’ten muhalefetteki siyasi partilere açık çağrı yapıldı. Yapılan çağrıda şunlar söylendi: “Hatay Milletvekili Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez karar vermesine rağmen hapiste tutulması, artık kendini anayasaya ve hukuka bağlı saymayan bir yönetim tarzının yerleştiğini gösteriyor. (...) Can Atalay’ın milletvekilliğinin savunulması, Anayasa’nın seçme ve seçilme hakkının ve demokrasinin savunulmasıdır. Hukuk devletinden ve demokrasiden yana olan muhalefet partilerine, Meclis’te ve Meclis dışında demokratik protesto eylemleri organize ederek, yurttaşların bu konuda demokratik tepkilerini ortaya koyacakları yolu açmaları için çağrı yapıyoruz. Hatırlatıyoruz: İktidar tarafından yapılan ve yapılacak bütün hukuksuzluklara karşı muhalefet partilerinin Meclis’te ve Meclis dışında ortak bir tutum alması, temel hukuk kuralları ve anayasanın çiğnenmesine izin vermemesi, yerel seçimlerin ülkemizi iyice karanlığa boğacak bir biçimde sonuçlanmamasının tek güvencesidir.”
***
HSK görevden almalıydı
Medyascope’a konuşan Prof. Dr. Adem Sözüer, “Anayasa Mahkemesi’nce Can Atalay hakkında iki kez ihlal kararı verilip bu kararların uygulanmaması bir ilktir ve bu bir yargı krizi değil bir rejim veya devlet krizi olarak nitelendirilmelidir” dedi.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK), en önemli sorumluluklarından birinin kasten görevini yapmayıp mağduriyet doğuran yargı mensupları hakkında gerekli soruşturmayı başlatmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözüer, “Can Atalay kararını gereklerini yerine getirmeyen heyetin o mahkemedeki görevine HSK tarafından son verilmeli ve yeni bir heyet atanmalıydı “dedi. AYM’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı olmadan dokunulmazlığın kalkmasına neden olacak suçların kanunla net şekilde belirlenmesini istediğini dile getiren Prof. Dr. Sözüer, Meclis’in bu konuda hareket etmediğini hatırlattı. Yürütmenin tercihinin kararın uygulanmaması yönünde olduğu söyledi. Anayasa’nın 153’üncü maddesinin açık olduğunu, AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığını dile getirdi. Prof. Dr. Sözüer sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün bu ciddi sorunların ve devlet krizinin çözümü var. İlk adım Atalay kararının uygulanması. Bu adım atılmaz ise özellikle kişi hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından çok önemli yetki ve görevleri olan Anayasa Mahkemesi fiilen etkisiz hale getirir ve kriz derinleşir.”
Haber Merkezi
***
Anayasal suç işleniyor
Eski AYM Başkanı Tülay Tuğcu Can Atalay kararı ile ilgili Anayasal suç işlendiğini ifade ederek, “Kararın uygulanmaması hukuk kurallarının ihlali oluyor” dedi.

158’inci maddesinin son fıkrasının okunmasıyla sorunun çözüleceğini anlattı. Tülay Tuğcu Yargıtay karara yönelik, “İster ilk derece mahkemesi olsun ister Yargıtay olsun, fark etmez. Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş ve görevlerine ilişkindir 158’inci madde. Burada açık şekilde yazıyor. Herkes okusun” yorumunda bulundu. Anayasa’nın 158’inci maddesinde “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır” hükmü yer alıyor.
Haber Merkezi