Mardinli kadınlar Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül’ün hasadını gerçekleştirdi. 2017 yılında 2 ton hasad yapılırken, bu yılki hasat 440 ton oldu.
Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül’ün hasadı Mardin’de gerçekleşti. 2017 yılında 70 kadın çifti ve 2 ton Sorgül buğdayı ile başlayan projede bu yıl 440 ton Sorgül hasat edilirken dönüm başına 313 kg Sorgül buğdayı elde edildi. Projede istihdam edilen kadın çiftçi sayısı 301, kadın mühendis sayısı ise 24’e ulaştı.
2017 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin finanse ettiği Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından uygulanan ve Şükraan Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği tarafından yürütülen “Yaşayan Toprak Yerel Tohum” projesinde bu yıl ikinci hasat gerçekleşti. Proje kapsamında yeniden canlandırılan ve iyi tarım uygulamalarıyla ekimi 2 ton ile başlayan Sorgül Buğdayı’nın bu yılki hasadında rekolte 440 tona ulaştı. Hasat şenliğine, İzmir ve Mardin’de özellikle kadın istihdamı ve tarımın geliştirilmesi konusunda projelere liderlik eden AKP İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, projenin destekçileri arasında yer alan Avrupa Birliği, Büyükelçisi Christian, projede görev alan yerel ve mülteci kadın çiftçiler ve kadın mühendisler de katıldı.
Sıfır maliyet, yüksek verim
Hasat şenliğinde proje hakkında bilgi veren Şef Ebru Baybara Demir, toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için başlayan projede elde ettikleri başarının gelecek için umut verdiğini söyledi. Demir şöyle devam etti:
“Yerel ve mülteci kadınlarla birlikte Mezopotamya’nın en eski buğdayı Sorgül’e yeniden canlandırdık. Sorgül’de en büyük gücümüz insan bedeni oldu. Standart çeşit tohumda su, gübre, ilâçlama ve elektrik maliyetiyle birlikte dönüm başına 305 kg hasat elde edilirken Sorgül’de sıfıra yakın maliyet ile dönüm başına 313 kg hasat elde ettik. Bölgedeki toprak sahipleri de iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek verdiler. Değişen iklim şartlarında tarımın da şartlarının değiştiğini görerek gelecek için harekete geçerken, gıdanın sürdürebilirliğini genetik mirasımız olan yerel tohumlarımızla devam ettirebileceğimize inanıyoruz.”
AA