İnsan Hakları Aktivisti ve KHK ile ihraç edilenlerden biri olan Ömer Faruk Gergerlioğlu geçtiğimiz hafta meydana gelen ve vicdan sahibi insanları derinden etkileyen Maden Ailesi ile ilgili olayı araştırarak edindiği bilgileri ArtıGerçek haber sitesindeki köşesinden paylaştı.
KHK ile ihraç edilen öğretmen çiftin 3 çocuğunu alıp bir botla Ege Denizi’ne açılmasının ardından meydana gelen faciada bütün aile boğularak can vermişti. Gergerlioğlu konuyu şöyle anlatıyor; “Geçiş sonrası mülteci kamplarında kalma dolayısıyla haber alınamayacağı düşünülen aileden günler geçmesine rağmen yine bir haber çıkmıyor. Sonunda aile yetkililere durumu bildirerek yakınlarının hayatından endişe ettiğini bildiriyor. Bunun üzerine Yunan makamları haberdar ediliyor. Yapılan inceleme sonucu hiçbir sığınma merkezinde aile fertlerinin ismine rastlanmıyor. Endişe büyüyor. Bu sırada baba, ortanca kız ve küçük oğlana ait olduğu üzerlerindeki kimliklerinden anlaşılan 3 ceset Midilli kıyılarına vuruyor. Morgda bir müddet muhafaza edilen cesetlerden küçük oğlan Feridun Maden’de önemli bir bozulma olduğu gerekçesiyle savcı kararıyla kimsesizler mezarlığına gömülüyor. Anne ve büyük kızın cenazeleri ise henüz bulunmuş değil.
Türkiye’nin insan hakları karnesi zayıflıyor
Adliyelerde, cezaevlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Verilen tutukluluk ve mahkumiyet kararlarıyla cezaevleri kapasitenin üzerinde insan barındırıyor. Adaletten umudunu kesen insanlarımız Ege denizinde, Meriç nehrinde canları pahasına geçişler yapıyor. Bu trajik vakalar tesadüfen olmuş olaylar değil. Türkiye’nin insan hakları karnesi zayıflıyor ve böylesi olaylar artıyor. İleriye dönük ümitvar olmamız için de bir neden görünmüyor. Zira demokrasi ve hukuka dönüş yapmamız her geçen gün daha da zorlaşıyor. Maden ailesinin dramı OHAL’de yaşananları tarif eden somut bir facia göstergesi. En azından bu olaydan sonra daha vahim olayların olmaması için tek yapılacak, Türkiye’de adaletin, hukukun, demokrasinin hakim olmasıdır.”
Ege’den geçişler çok tehlikeli
Dinlediklerim hüzün vericiydi ve fakat kaçak geçişlerin devam ettiği kış aylarında buna benzer vakaların daha da artabileceğinin sinyallerini veriyordu. Siyasi nedenlerle farklı kimliklerden birçok kişinin Yunanistan’a geçiş yaptığı, Türklerin Yunanistan’dan Avrupa’ya geçiş yapamayarak çok zor durumda yaşadığı bilgisi mevcut. Ege denizi ve Meriç nehrinden çok tehlikeli geçişler yapılıyor.