Cezaevinde Risale-i Nur eserlerine uygulanan yasak, çürümenin geldiği son noktayı gösteriyor.
İnsan hakları aktivisti Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve mahkûmların koğuşlarındaki bütün Risale-i Nur eserlerine el konulmasına tepki gösterdi. Kararı skandal olarak nitelendiren Gergerlioğlu, “Cezaevinde bulunacak kitabın niteliği ve içeriği keyfe göre değil evrensel ifade özgürlüğü standartları içinde değerlendirilir” dedi.
Gergerlioğlu, tutuklu ve mahkûmların koğuşlarındaki bütün Risale-i Nur eserlerine el konulmasına “Bu bir skandaldır, inanılmaz bir karardır” diyerek tepki gösterdi. Kararı “Hukuksuzluğun, keyfiliğin nerelere vardığına dair yeni bir karar” olarak nitelendiren Gergerlioğlu “Risale-i Nurlar yasaklanmış eserler değil, öyle olsa bile ifade özgürlüğü kavramı devletlerin, hükümetlerin kafalarına göre yorumlayacağı özgürlük değildir” dedi.
Böyle bir mantık olamaz
“Cezaevinde bulunacak kitabın niteliği ve içeriği keyfe göre değil evrensel ifade özgürlüğü standartları içinde değerlendirilir” değerlendirmesini yapan Gergerlioğlu’nun yaptığı açıklamalar şu şekilde: Hukuk devletinde ‘bir örgütün beslendiği kaynaktır, herkese yasaklayalım’ mantığı olamaz. Kişilerin bir kitaptan belli bir dönem içinde ne çıkarsamalar yapacağı, başka bir dönem ne çıkarsama yapacağı devlet yetkililerinin insafına kalmış değildir. Bu mantıkla yasaklanmayacak kitap kalmaz. Cezaevi gibi özgürlüklerin zaten kısıtlı olduğu alanlarda yapılan bu tür uygulamalar tutuklu ve mahkûmlara yapılmış bir işkencedir. Cezaevlerindeki bu tür uygulamalar farklı şikayet konularıyla gündemde olan bu kurumlar için, sorumlu bakanlık adına en başta iddia edilen adalet kavramını ayaklar altına alıcı mahiyettedir. Risale-i Nurlar İslam dünyasındaki düşünsel sorunları, dini meseleleri masaya yatırarak çözmeye çalışan bir alimin hayatının hasılası olan eserlerdir. Böyle ucuz argümanlarla bu eserleri yasaklamaya çalışmak sadece ve sadece bir çürümeyi gösterir.”
Mücahit Çakır / [email protected]
Haber Merkezi