Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 58. yıldönümünde Bursa Yeni Asya Vakfı tarafından ‘Hürriyet
ve Demokrasi Ekseninde İslâm Kardeşliği ve Dünya Barışı’ konulu panel gerçekleştirildi.
Bursa Yeni Asya Vakfı’nın her sene ‘’Bursa Bediüzzaman Said Nursî Anma Programları’’ adıyla düzenlediği programlarının ikinci etkinliği olan ‘’Hürriyet ve Demokrasi Ekseninde İslâm Kardeşliği ve Dünya Barışı’’ konulu panel Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 58. yıldönümünde vakıf binasının konferans salonunda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Rıfat Okyay’ın yaptığı programa Prof. Dr. Ahmet Battal, Prof. Dr. Hüseyin Uzun, Doç. Dr. Ömer Ergün, İlahiyatçı-Yazar Mehmet Ali Kaya panelist olarak katıldı. Sunuculuğunu Osman Nuri Üzmez’in yaptığı panel Recep Öz’ün okuduğu Kur’an tilâveti ile başladı. Daha sonra açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye Bursa Yeni Asya Derneği Başkanı Orhan Kaşlıoğlu davet edildi.
‘Kalp gibi kan pompalıyoruz’
Konuşmasında hürriyet vurgusu yapan Orhan Kaşlıoğlu, ülkede hürriyetin sıkınıtılı dönemler yaşadığını belirtti. Adeta bu programların yapılmasını engelleyici bir sürece girildiğini belirten Kaşlıoğlu, “Kalbin kasılması gibi biz de etrafa kan pompalıyoruz. Şimdi küçük görünen bu hadiselerin ileride daha da güçlü bir şekilde Risale-i Nur’la birlikte açığa çıkacak olan iman hakikatlerinin etrafa yayılmasına vesile olacak. Bunun için şu an küçük salonlarda olmamız bizi üzmüyor. Aksine bu, hürriyetin genişlediği zamanlara vesile olacaktır” diye konuştu.
‘Adil olmayan yönetici mahvolur’
Programa davetli olarak katılan eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu da, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu eserlerin bütün âlemi aydınlattığını belirtti. Kıratlıoğlu, Cenab-ı Hakk’ın insanı hür yarattığını, insanın her şeyden önce hürriyete ihtiyacı olduğunu belirten Kıratlıoğlu, yöneticilerin adil olmaları gerektiğini belirterek, “Yöneticiler adil olmadıkça kahredilecektir” dedi.
‘Mü’minler ancak kardeştirler’
Daha sonra penelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Hüseyin Uzun söz aldı. Uzun, konuşmasında, İslâm kardeşliği ve demokrasiye vurgu yaparak, hayat sahibi bir vücûd için nasıl ruha ihtiyaç varsa, İslâm âlemi ve insaniyet içinde kardeşliğe ihtiyaç vardır. Mü’minler ancak kardeştirler. Kardeşliğin özü de muhabbet, uhuvvet, samimiyet, şefkat ve ihlâstır” dedi. Uzun, düşmekte olan kardeşin elinden tutulup kaldırılması ve kişinin kardeşini gayrete sarf etmesi gerektiğini belirtti.
‘Demokrasiden rahatsızlık duyuyorlar’
Panelin ikinci konuşmacısı olarak söz alan Doç. Dr. Ömer Ergün de demokrasi vurgusu yaparak, “Demokrasi sabah güneş doğmadan kapınız çalındığında, ‘bu saatte kapıyı çalan ancak sütçüdür’ dediğimizde şartlardır. Demokrasinin üç temel unsurunu sıralayan Ergün, “Bir, serbest ve hür seçimler, iki hür seçime göre bir meclisin oluşturulması, üç hukuk devleti... Dördüncü ve ek olarak iktidar her devlette vardır ama muhalefet ise sadece demokrasilerde vardır” dedi. Konuşmasında Divân-ı Harbi Örfi’den bir pasaj okuyan Ergün, demokrasinin hakikî adalet ve meşveret-i şerîyeden ibaret olduğunu belirtti.
‘Gerçek yöneticiler hak söz söyler’
Panelin üçüncü konuşmacısı olarak söz alan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Ali Kaya, insanların olduğu her yerde yöneticiler vardır. Yönetim de ya ilimle olur ya da zulümle olur. İlimle olursa adalet her yerde şamil olur, zulümle olursa da baskı ve istibdat hâli meydana çıkar. Bir ülkede adalet varsa bunu yöneticilerin sağladığı aşikardır. Gerçek alimlerin de yöneticilere hak sözü söylemeleri gerekir” dedi. Kaya, yönetimde esas olanın adalet olduğunu, adaletin, ibadetin bir neviî olduğunu sözlerine ekledi. Müslümanların barışçıl olmaları gerektiğini ifade eden Kaya, bunun İslâmiyetin bir gereği olduğunu ve Hz. Peygamber’in (asm) 631 yılında yapmış olduğu veda hutbesinin de İnsan Hakları Evrenseldir Beyannamesi’nden daha geniş haklara sahip olduğunu vurguladı.
Zaman şahıs zamanı değil
Panelin son konuşmacısı olan Prof. Dr. Ahmet Battal ise “Avrupa Birliği’nde insanların huzur içinde yaşadığını, hatta Müslümanlar gelirse kardeşliğimiz bozulur diye korkanların olduğunu, çünkü AB’nin ortak para birimi olan Euro’da hiç kimsenin fotoğrafının olmadığını belirtti. Bundan dolayı AB’nin kişi kültünü reddederek kardeşliğe eriştiğini ifade etti. Avrupa’nın altmış sene önce elde ettiği bu neticeyi Bediüzzaman Said Nursî’nin yüz yirmi sene önce kendisinden on yaş büyük ağabeyi Molla Abdullah’la yaptığı konuşma sırasında ifade ettiğini ifade eden Battal, zamanın şahıs zamanı olmadığını vurguladı.
Panelin ardından katılımcılara plaket verildi.
KENAN ŞİRİN - BURSA