HDP, Basın İlân Kurumu’nun kâğıt krizine müdahale etmemesini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, devam eden kâğıt krizi ve Basın İlân Kurumu’nun konuyla ilgili sorumluluklarına ilişkin soru önergesi hazırladı.
Evrensel’in haberine göre, Bilgen’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle hazırladığı soru önergesinde şöyle denildi: “Son günlerde yaşanan ciddî ekonomik krizin basın sektörüne yansımasıyla ilgili olarak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar imzasıyla Cumhurbaşkanlığına sunulan raporda şu ibareler yer almaktadır: “Türkiye’de gazetecilik ve yayıncılık sektörü zor günlerden geçmektedir. Basın sektöründe kapatılan ve kapanan yayın organları nedeniyle işsizlik yüzde 30’a ulaşmış, son 10 yılda işsiz kalan gazeteci sayısı 10 bini aşmıştır. Bu sorun güncelliğini korurken dövizdeki yükselme nedeniyle ithal edilen kâğıt fiyatlarında da önemli bir artış yaşanmıştır. Yaşanan maliyet artışları gazetelerin ve kitapların basılamaması gibi bir krize gidişi başlatmıştır.”
Basın İlân ihtiyaçları temin etmeli
Basın sektörüne yansıyan krizi özetleyen bu cümleler uzunca bir zamandır hükümetin yanlış politikalarını da net bir şekilde ortaya koymaktadır. 1961 yılında 195 Sayılı Kanun’la kurulan Basın ilân Kurumu basının her türlü ihtiyacını karşılamak zorunda. Bu husus, Basın İlân Kurumu’nun görevlerinin sayıldığı 195 Sayılı Kanun’un 2. Maddesi’nin 4. Fıkrasında şu ibare yer almaktadır: “4. Basının her türlü ihtiyaçlarını temin etmek (makine, kâğıt, mürekkep gibi.)”
Bilgen’in cevaplandırılmasını istediği soruların bazıları ise şöyle;
l Geçmişte “basının kara gün dostu” olarak bilinen Basın İlân Kurumu, kâğıt krizi karşısında neden harekete geçmemektedir?
l Basın İlân Kurumu, kâğıt krizi karşısında hangi önlemleri almayı düşünmektedir? Alınması düşünülen önlemler, sadece resmî ilân yayınlama hakkı bulunan bin 400 yayın organını mı kapsayacak? Resmî ilân yayınlama hakkı bulunmayan 7 bin yayın organı ve azınlık basını da alınacak önlemlerden yararlanabilecek midir?
l Yaşanan kâğıt krizi neden sadece muhalif basını mı etkilemektedir? Kâğıt krizi varsa hükümete yakın, yandaş yayın organlarının neden sesi çıkmamaktadır?
l Gazetelere kâğıt satmış gibi fatura kesip aslında satmayan, gazeteleri basmış gibi gösterip aslında basmayan kâğıt ve matbaa şebekesinin Basın İlân Kurumu’nun yönetimine kadar sızdığı, hatta Genel Kurul’da temsil edildiği iddiaları doğru mudur?
l Basın İlân Kurumu’nun, kağıt krizine çare bulmak yerine hazırladığı tanıtım filminde, gazeteleri kâğıt baskılarına son vermeye çağırması hangi mantıkla izah edilebilir?
l MİT’in bile faaliyet raporu kısmen erişime açık olduğu halde Basın İlân Kurumu’nun faaliyet raporu neden ısrarla kamuoyundan ve kurum personelinden saklanmaktadır?