Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, partisinin Sakarya il kongresinde iktidarı ve icraatlarını eleştirdi. Uysal, “Eğer bir ülkede hâkimlere güven ve inanç yoksa o ülkede kamu düzeninden bahsedilmez diyen bir anlayışa sahibiz” diye konuştu.

OHAL dönemi ve sonrasındaki hukuksuzluklara değinen Uysal, “Bir hukuksuzluk örneği olarak 6 Mayıs’ta YSK’nın verdiği kararla beraber İstanbul’da yenilenen seçimlerle maalesef bu büyük ülkenin kaynakları kendi siyasî amaçlarına alet edilerek heba edildi. Demokrasiye inançlarının ne olduğunuzu biliyoruz. Demokrasi onlar için bir muhalefet ideolojisi. Gücü ellerine geçirince milletimize şöyle bir propaganda yapılıyor; ‘Allah’ın 21. asırda bu milleti yönetmekle görevlendirdiği biri var. Ona tabi olun, o da ne biliyorsa okusun.’ Hukuku, bu ülkenin yerleşik teamüllerini, kurum kültürünü, bir yıkım mühendisliği uygularcasına yıkmayı adeta program olarak benimsemiş olanların getirdiği noktadayız” ifadelerinin kullandı.

KONTROLSÜZ MEKANİZMA, SINIRSIZ YETKİ

OHAL’i yaşayarak, pek çok hukuksuzluk gördüğümüze dikkat çeken Uysal, şöyle devam etti:  “AKP’nin birinci derecede akrabalarıysanız, evlatları ve damatlarıysanız başka bir hukuk işliyor. Daha düne kadar birlikte suç ortağı olduğunuz kişileri yargılıyorsunuz. Hukuku kendine yakınlığa göre uygularsanız bu büyük ülkede büyük bir facia kapısını aralarsınız.

Eğer bir ülkede hâkimlere güven ve inanç yoksa o ülkede kamu düzeninden bahsedilmez diyen bir anlayışa sahibiz. İşte bugün geldiğimiz noktada bir büyük faciayla bu ülkeyi bir kişinin nefsinde, şahsında yönetmek marifet zannediliyor. Kontrolsüz bir mekanizmanın, sınırsız yetki sıfır denetim mantığı içerisinde ülkeyi getirdiğiniz nokta her anlamda küpe düşmektir. Çift haneli işsizliktir, çift haneli enflasyondur, çift haneli faiz oranlarıdır. İtirazımız bunadır.”

BEDELİ VATANDAŞ ÖDÜYOR

İktidarın şahsî zafiyetlerinin bedelini vatandaşın ödediğini söyleyen Uysal, özetler şunları kaydetti:

-Bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının yöneticilerinin şahsî zafiyeti bu ülkenin milli güvenlik açığı haline gelmiştir. Birilerinin şahsî zafiyetlerinin birilerinin şahsî kabahatlerinin bedelini bu ülkenin insanları ödememelidir. 

-Ekonomiden tarıma, adalet sisteminden siyasî rejimimize Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayamayan bir sistemle, bir demokratik modelle Türkiye’nin yönetildiği kanaatindeyiz. Türkiye’nin öncelikleri yerine birtakım şahsi öncelikler merkeze alınarak yönetiliyor. 

-Hamasi söylemlerle ülkenin gerçek gündeminden uzaklaştırılıyor. Yaptıkları icraatlarla beraber bu ülkenin üzerine yükledikleri veballerle, yanlış siyasetler ve şahsi zafiyetleriyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti için Cumhurbaşkanı da AKP iktidarı da taşınamaz hale gelmiştir. Bugün dinî, millî, hamasî bir iklim oluşsun, Türkiye’nin gerçek gündemi konuşulmasın istiyorlar.

-“Adalet reformu” adı altında bir paket sundular. “Reform, değişim, dönüşüm” ben de bu tabirleri duydukça acaba arasına neyi perdeliyorlar diye huylanıyorum. Birtakım şeker niyetinde başlık koyarak bu ülkede reform yapabilme imkânınız yoktur. Türkiye’de düzenlenen iddianamelerin yalnızca yüzde 12’si hükümle sonuçlanıyor. Bu veri ortadayken Türkiye’de adaleti, hukuku üretebilme imkânı yok. 

HABER: HÜSEYİN ZIRHLIOĞLU