Fatih Hırka-i Şerif Camii'nde bulunan Peygamber Efendimizin (s.a.v) Veysel Karani Hazretleri’ne hediye ettiği Hırka-i Şerif, ziyarete açıldı.
Ziyarete gelen bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı. Cami tadilatta olduğu için bu Ramazan ibadete kapalı olacak.
Ramazan ayının vazgeçilmezleri arasında bulunan Hırka-i Şerif, 161 yıldır Fatih’teki ismini Hırka-i Şerif’ten alan camide muhafaza ediliyor. Her yıl olduğu gibi bu Ramazan’da da Hırka-i Şerif, ziyarete açıldı. Açılış dua ile yapıldı. Ziyarete gelen bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı.
Duygularını şöyle dile getiren Atıf Kocaağa, “Maksadımız, Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin hatırasını ziyaret ederken, ona gelen mesajları anlamaktır. Yoksa bu hırkanın kimseye maddi ya da manevi katkısı yoktur. Buradan çıkartacağımız en büyük ders eğer anne söz dinlemek, Peygamber hırkasını giyeceğimizin mesajıdır. Bugün ihmal edilen anne babalar var. Buradan çıkaracağımız çok büyük dersler var. Veysel Karani Hazretleri, annesinin sözünü dinlemiş ve Peygamber hırkasını giydi.” diye konuştu.
Her sene ziyarete geldiğini belirten bir kadın ziyaretçi de, “Allah herkese nasip etsin. İnşallah Kabe’de nasip olur bize.” dedi.
Hırka-i Şerif, hafta içi saat 10.00 ile 17.30, hafta sonu ise 09.00 ile 18.00 arasında ziyarete açık olacak.
SALAVATA VESİLEDİR
Sakal-ı şerif ziyareti salâvata vesiledir
Eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir.
Bugün Refet Beyin bir mektubunu aldım. Lihye-i Şerife hakkındaki suali münasebetiyle diyorum ki:
Hadisçe sabittir ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın lihye-i saadetinden düşen saçların taneleri mahduttur. Otuz kırk tane veya elli altmış tane gibi az bir miktarda iken, binler yerde Lihye-i Saadetin saçları bulunması, beni bir zaman çok düşündürdü. O vakit hatırıma gelmiş ki, Lihye-i Saadet, yalnız Lihye-i Şerifin saçlarından ibaret değil. Belki re's-i mübarekinin tıraş oldukça hiçbir şeyini kaybetmeyen Sahabeler, o nurlu ve mübarek ve daimî yaşayacak saçları muhafaza etmişler. Onlar, binlerdir; şimdiki mevcuda müsâvi gelebilirler.
Yine o vakit hatırıma geldi ki: Acaba her camide bulunan, sened-i sahih ile bu saç Hazret-i Risaletin saçı olduğu sabit midir ki, ona karşı ziyaret makbul olabilsin?
Birden hatıra geldi ki, o saçların ziyareti vesiledir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma karşı salâvat getirmeye sebep ve bir hürmet ve muhabbete medardır. Vesilelik ciheti o şeyin zâtına bakmaz, vesilelik cihetine bakar. Onun için, eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir. Yalnız, aksine katî delil olmasın, yeter. Çünkü telâkkiyât-ı âmme ve kabul-ü ümmet, bir nevi hüccet hükmüne geçer.
Bazı ehl-i takvâ, böyle işlerde, ya takvâ veya ihtiyat veya azîmet noktasında ilişseler de, hususî ilişirler. Bid'a da deseler, bid'a-i hasene nevinde dahildir. Çünkü vesile-i salâvattır.
Refet Bey mektubunda diyor: "Bu mesele ihvanlar beyninde medar-ı münakaşa olmuş." Kardeşlerime tavsiye ediyorum ki, inşikaka ve iftiraka sebebiyet veren münakaşa etmesinler. Yalnız müdavele-i efkâr suretinde, nizâsız mübahaseye alışsınlar.
Lem’alar, On Altıncı Lem’a, Hâtime, s. 272
LÛGATÇE:
Lihye-i Saadet: Peygamberimizin (asm) saç ve sakalının taneleri.
re's-i mübarek: mübarek baş.
müsâvi: eşit, denk.
telâkkiyât-ı âmme: umumî anlayış, genel telâkki.
ihvan: kardeşler.
beyn: ara, arası.
inşikak: Parçalanma, kırılma.
müdavele-i efkâr: Fikir alış-verişi.
nizâ: Çekişme, kavga.
mübahase: sohbet, konuşma.
Haber Merkezi