Medyayı hedef alan 14 Aralık operasyonunda tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, Twitter hesabından avukatları aracılığıyla mesaj yayımladı.
Medyaya yönelik operasyonda tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen Hidayet Karaca, ifade vermemesindeki nedenleri maddeler halinde sıraladı. Karaca’nın Twitter’dan yayımladığı metinde şu ifadelere yer verildi: "Sulh Ceza Mahkemeleri halen Anayasa Mahkemesindedir. İktidarca bağımsız yargı merci olarak takdim edilen bu hakimliklerin varlıkları ve hukuki olup olmadıkları ağır bir şaibe altındadır. Şu anda yargılaması halen devam eden ve Tahşiye grubu lideri olduğu söylenen Mehmet Doğan'ın El Kaide terör örgütüne sevgi ve sempatisi TV ekranlarına kadar yansımaktadır. Belli ki Hükümet, El Kaide yanlısı bu grubu, özgür medya kuruluşu Samanyolu’na hayali ve düzmece iftiralar atarak aklamak istemektedir. Hükümet Samanyolu Yayın Grubunun üstüne basarak, sözü edilen bu El Kaide yanlısı Tahşiye Grubunu temize çıkarma gayesindedir.”
Sulh Ceza Hakimliği’ne ifade vermeyi reddettiğini belirten Karaca, şöyle devam etti: “Çünkü toplum için ortak sözleşme metni sayılan Anayasa askıya alınmıştır. Doğal olarak bireyle bağımsız yargı arasında mevcut olduğu kabul edilen bir toplumsal sözleşme vardır. Lâkin AİHS ve Anayasaya aykırı bir şekilde kurulan ve bağımsızlığından söz edilmeyecek bu Sulh Ceza Hakimlikleri devletle bireyin içinde yer aldığı sözleşmeye aykırıdır. Ben de toplumsal sözleşme ruhuna aykırı bu sulh Caza Hakimliklerini bağımsız yargı merci olarak tanımıyorum.”
‘SAVUNMA YAPMAYI BU SEBEPLE REDDETTİM’
Sulh Ceza Mahkemeleri halen Anayasa Mahkemesinde olduğunu ifade eden Karaca, “İktidarca bağımsız yargı merci olarak takdim edilen bu hakimliklerin varlıkları ve hukuki olup olmadıkları ağır bir şaibe altındadır. Bırakın tutuklamayı, ortada suçlamaya yeterli hiçbir delil yokken Cumhurbaşkanı ve Başbakan her gün ısrarlı bir şekilde şahsımı suçlayıcı ifadeler kullanmaktadır. Hayretle takip etmekteyim. Başbakan Yardımcılarının ve havuz medyasının yargıya ısrarla ve istikrarlı ifadeleriyle müdahalesi davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğunu, siyasi bir canlandırma davası olduğunu göstermektedir. Şu anda yargılaması halen devam eden ve Tahşiye grubu lideri olduğu söylenen Mehmet Doğan'ın El Kaide terör örgütüne sevgi ve sempatisi TV ekranlarına kadar yansımaktadır. Belli ki Hükümet, El Kaide yanlısı bu grubu, özgür medya kuruluşu Samanyolu’na hayali ve düzmece iftiralar atarak aklamak istemektedir. Hükümet Samanyolu Yayın Grubunun üstüne basarak, sözü edilen bu El Kaide yanlısı Tahşiye Grubunu temize çıkarma gayesindedir.”
Anayasa’nın askıya alındığına dikkat çeken Karaca, “Sulh Ceza Hakimliğine ifade vermeyi reddettim. Çünkü toplum için ortak sözleşme metni sayılan Anayasa askıya alınmıştır. Doğal olarak bireyle bağımsız yargı arasında mevcut olduğu kabul edilen bir toplumsal sözleşme vardır. Lâkin AİHS ve Anayasaya aykırı bir şekilde kurulan ve bağımsızlığından söz edilmeyecek bu Sulh Ceza Hakimlikleri devletle bireyin içinde yer aldığı sözleşmeye aykırıdır. Ben de toplumsal sözleşme ruhuna aykırı bu Sulh Ceza Hakimliklerini bağımsız yargı merci olarak tanımıyorum. Savunma yapmayı bu sebeple reddettim.” ifadelerini kullandı.