MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Üstün Bol yaptığı açıklamada, "Savaştan önce Suriye’nin 2. en büyük kenti olan Halep’te bugün nüfusun yarıdan fazlası ya hayatını kaybetmiş ya da şehri terk edip daha güvenli bölgelere bilhassa da Türkiye’ye hicret etmiştir." dedi.
MALUMDER'in açıklaması şöyle;
HALEP ADIM ADIM KATLEDİLİYOR
"Suriye halkının özgürlük, eşitlik ve ekmek talepli haklı kıyamının katil Esed güçleri ve uluslararası destekçileri vasıtasıyla bastırılmaya çalışılmasıyla fitili ateşlenen ve 3 yılı aşkın sürede 200 binden fazla insanın yaşamına, 9 milyondan fazla insanın da ülke içi ve dışında yerlerinden olmasına yol açan iç savaşın en kanlı sahneleri kadim belde Halep’te cereyan etmektedir. Savaştan önce Suriye’nin 2. en büyük kenti olan Halep’te bugün nüfusun yarıdan fazlası ya hayatını kaybetmiş ya da şehri terk edip daha güvenli bölgelere bilhassa da Türkiye’ye hicret etmiştir.
Esed rejimi sistematik işkence, tecavüz ve cinayetlerine adına varil bombası denilen yeni bir kanlı yöntemi de eklemiştir. Halep’in gazi halkına havadan ve karadan ölüm yağdıran rejim bugün Halep şehir merkezini kuşatmaya alabilmek için bu saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Esed rejimi gibi Suriye halkının düşmanlarından olan IŞİD Halep’in kuzeyinde muhalif unsurları baskı altına alırken Handarat bölgesinde ise Esed rejimiyle işbirliği yapan yerel milis unsurlar şehrin kuşatma altına alınması için rejim yanında muhalif güçlere saldırmaktadır.
Suriye’de işlenen insan hakları ihlallerini kayıt altına alan gözlem kuruluşlarından VDC Syria’ya göre 2014 yılının ilk gününden 9 Kasım 2014’e kadar Halep ve kırsalında Suriye rejiminin hava saldırıları 3513 sivilin hayatını kaybetmesine yol açmıştır. HRW’ye göre ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin varil bombası kullanımına da son verme çağrısında bulunduğu (BMGK) 2139 sayılı kararının 22 Şubat 2014’teki kabulünün ardından Halep sokakları ilk 140 günde 650 kez varil bombasına hedef olmuştur. HRW verilerine göre 2139 sayılı karardan önceki 113 günde ise 380 saldırı gerçekleşmiştir. Bu veriler rejimin uluslararası çağrılara kulak vermek bir yana bu çağrılardan sonra Halep’i daha da sert bir şekilde vurduğunu göstermektedir. Hreytan, Masaken Hanano, Nayrib, Handarat gibi Halep’e bağlı muhitler haritadan silinmek istercesine aylardır hava saldırılarına maruz kalmaktadır.
Maliyeti düşük, üretim için yüksek bir teknolojiye ihtiyaç duyulmayan bu bombalar içlerine yüksek miktarda patlayıcı koyulan varillerin çoğunlukla helikopterler tarafından gelişi güzel bir şekilde havadan yerleşim yerlerine bırakılmaktadır. Patlamayan çok sayıda varil bombası kalıntısı incelendiğinde bu varillerin içlerine patladıkları esnada şarapnel etkisi yaratması amacıyla çok sayıda metal parçası ve çivi de konulmaktadır. Yerleşim yerleri, parklar, okullar ve hastaneler ayırt edilmeksizin hedef alınmaktadır. Aktivistlerin kayıt altına aldıkları varil bombası saldırısı görüntüleri ise vicdanları dehşete düşürürken mazlum Halep halkının çığlığına kulak tıkayanları sorgulatmaktadır.
Halep’in muhasarası ve olası düşüşü yıllardır eli kanlı rejime karşı direnen Halep halkını bu rejimin avuçlarına düşüreceği gibi şimdiye kadar yaşananlardan çok daha büyük bir mülteci felaketine yol açabilme potansiyeline sahiptir.
Türkiye, kendi kadim ülkelerinde istedikleri gibi, özgürce yaşamak isteyen Halep halkına, “ya zulme rıza göster ya da öl” diyen zalim Esed rejimine karşı korunmaları için her türlü yardımı yapmalıdır. Daha önce Suriye Türkmen’lerine, Rojava'ya yapılan her türlü yardım Halep halkından esirgenmemeli; zalim Esed rejiminin yeni bir insani felaketine daha seyirci olmamak için atılması gereken bütün adımlar bölgesel ve uluslararası düzeyde atılmalıdır."
Üstün BOL
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı