Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu söyledi.

Genel Başkan Gültekin Uysal’ın yapmış olduğu yazılı açıklamaları şöyle:

“Hukuki değil, siyasi bir karar”

“Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar bizler için hukuki değil siyasi bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle de hukuki bir değerlendirme yapma gereği duymamaktayız.

Yüksek Seçim Kurulu aldığı kararla, daha önce defaatle ikaz ettiğimiz halde, YSK’nın meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olmuştur.

“Demokrasinin ana kolonları yıkıldı”

YSK aldığı kararla; demokrasinin elimizde kalmış, öyle ya da böyle işleyen son istinad noktası, ağır aksak da olsa işleyen son aracı olan ‘sandık’ı yok ederek, bedeller ödeyerek inşa ettiğimiz Türk Demokrasisi’nin ana kolonunu da yıkmış, maliyeti başta İstanbul seçmeni olmak üzere tüm vatandaşlarımıza ve elbette önünde sonunda Ak Parti’ye de tahakkuk ettirmiştir.

“Erdoğan, baskı ile YSK kararı özelinde kazanmış olsa da siyasal olarak kaybetmiştir”

İktidar Partisi ve Genel Başkanı Erdoğan, baskı ile YSK kararı özelinde kazanmış olsa da siyasal olarak kaybetmiştir. Daha da önemlisi kendi hırs ve kazançlarını milletin menfaatlerinin önünde gören bu zihniyet “kazanmak için her yol mübah” anlayışını benimsediğini, kazanmak için her türlü değer ve inançlarını çiğneyeceklerini bu karar vesilesiyle beyan etmiştir.

31 Mart Seçimleri’nde, iktidarın başını çektiği “sandık demokratları” sandıktan çıkan sonuçlara dahi razı gelmemiştir. Sandığın, iktidar tarafından yalnız kendi lehlerine sonuç içermesi halinde iktidarın demokratik referansı olabileceği gösterilmiştir.

“YSK’nın aldığı bu karar seçimlerin hür olmadığını göstermeye yetmiştir”

Biz hürriyetçi demokratların “demokrasi bayramı” olarak andığı ve anacağı 14 Mayıs 1950 seçimlerinin, ülkemizin ilk “hür seçimleri”nin yıl dönümü yaklaşırken YSK’nın aldığı bu karar seçimlerin hür olmadığını göstermeye yetmiştir. Türkiye’nin, 69 yıldır maalesef kesintilerle karşılaşsa da namusu bilerek sahip çıktığı sandığa, hür seçimlere halel gelmiştir.

Kademe kademe pek çok demokratik teamülün, anlayış ve işleyişin erozyona uğradığı, türlü baskıların yaşandığı, fırsat eşitliğinin olmadığı, serbest rekabetin, iktidar partisinin kamu kaynaklarını serkeşçe kullanması dolayısıyla ortadan kalktığı bir sürecin akabinde seçimler yapılmıştır.

Daha da önemlisi “16 Nisan Referandumu” sonrası tüm erkleri bir kişinin şahsında toplayarak rengi koyulaştırılan bir rejimin idaresinde yapılan bir seçim başlı başına ülkemiz ve milletimiz adına birçok riski barındırıyorken alınan bu iptal kararı Dünya’ya akreditasyonumuzu da iptal edecek bir girişim olarak kayda alınmaktadır.

“İktidar, vatandaşın umudunu büyütmek istemiyor”

İktidarın, münferiden seçimlerin iptalini, yenilenmesini istemesinin sebebi birkaç belediyenin kaybedilmesi değil; vatandaşta yer eden “umut”un büyüyeceğinin bilinmesi, gelecek seçimlerde iktidarın kaybedileceği korkusunun yerleşmesidir.

“Bu hukuksuz kararı kınıyoruz”

Demokrat Parti olarak, ismimiz ile müsemma bir hareket olarak YSK’nın aldığı kamu vicdanında mahkum olan bu hukuksuz kararı, kınıyoruz.

Ayrıca demokrasi ve adaletin haysiyetine sahip çıkarak seçimlerin iptal edilmesine ret oyu veren dört YSK üyesini de saygı ile selamlıyoruz.

73 yıldır olduğu gibi hiç yılmadan “demokrasi ve adalet” demeye devam edeceğiz.”