Star yazarı Ahmet Taşgetiren, “Kimsesi olanlar - olmayanlar” başlıklı yazısında adaletin iyi işlemediğine ve mağduriyetlere dikkat çekti.
Taşegetiren’in dün (11 Haziran 2017) Star’da yayınlana yazısının bir bölümü şöyle: “On binlerce insan tutuklu durumda. Yüz bini aşkın insan da ya kamuda ihraç edilmiş ya da açığa alınmış durumda. Oysa içerdeki insanların bir kısmının henüz iddianamesi bile yok, ihraç edilen ya da açığa alınanların ne ile suçlandıkları net değil.
Ayrıca“FETÖ ile irtibat” çok ağır bir suçlama. Tutuklu olanların savunma için avukat tutmaları çok büyük bedel ödemeyi gerektiriyor. O damgayı yiyerek kamudan ihraç edilen birisinin dışarda iş bulma imkanı da neredeyse sıfır. Bu durum, aileler planında çok geniş bir etkilenme alanı oluşturuyor. Orada geleceğe dönük ciddî problemler biriktiğini görmek lâzım.
Şimdi şu sıralar her ortamda bu durumun 2019’daki seçimleri nasıl etkileyeceği konuşuluyor. Bir yerde Cumhurbaşkanı’na, AKP’ye, “2019 kaygısı” üzerinden mesaj verilmek isteniyor.
Ben bunu da, işi, “Adalet”i değil de, “siyasal çıkar”ı öncelemek gibi bir noktaya çekmesi açısından, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’nın kişiliği bakımından yaralayıcı buluyorum.
Ne yani biz insanlarımızı “Adalet hassasiyeti” ile değil de “Siyasî çıkar hesabı” ile mi uyaracağız?
Ben başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere yönetimdeki insanların adaleti ıskaladıklarını asla düşünmem. Ama bu işte zorluklar bulunduğu muhakkak.
Sayın Cumhurbaşkanı başta bir kategorileştirme yaptı. İbadet, ticaret, ihanet katmanı şeklinde. Şimdi çok yaygın kanaat şu ki, operasyonlar özellikle ibadet katmanını vuruyor. “İhanet” katmanının önemli bir kısmı yurt dışına kaçtı, bir kısmı 15 Temmuz darbe girişimi ile ilişkisi sebebiyle yargılanıyor, ama “iltisaklı” kapsamına sokulan yüzbinler bir şekilde darbe yemiş durumda.
Hani AKP’nin “Kimsesizlerin kimsesi olmak” gibi bir söylemi vardı. Formül nasıl bulunur bilmiyorum, ama şu anda FETÖ iltisakı sebebiyle içeri alınan ya da kamudan ihraç edilen – açığa alınan ama “ulaşacak kimsesi olmayan” insanların “Kimsesi olmak” gibi bir zaruret var.
Adalet olsun. Adalet mülkün temelidir. Geciken adalet olmasın. OHAL Komisyonu “işin komisyona havalesi” gibi bir formüle dönüşmesin. Mazlûmiyet oluşmasın. Mazlumiyetin telâfisi çok zor. Yüreklerde açılan yaranın en çok duaları etkileyeceğini unutmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şehit duyarlılığı çok güzel, mazlûmiyet duyarlılığı da çok hayati bana göre.”