Demokrasi ışığının yandığı gün olarak da kabul edilen Demokrat Parti'nin kuruluşunun 71. yıldönümü dolayısıyla Demokrat Partililer bir araya geldi.
Demokrat Parti İzmir İl Başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda DP İzmir İl Başkanı Metin Dökmeciler, Demokrat Parti'nin 71. kuruluş yıldönümü vesilesiyle önemli açıklamalarda bulundu.
Dökmeciler konuyla ilgili olarak, ''Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu, Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır.'' dedi.
Demokrat Parti'nin, Demokrarların ve Demokrat Misyonun Türkiye'ye kattığı değerlerin önemine vurgu yapan Dökmeciler, ayrıca ''Bu ülkede demokrasi karşıtı her tertibin ilk hedefi demokrasinin kalesi olan Demokrat Parti olmuş; tanka, topa, tüfeğe ve idam sehpalarına direnmiştir. Nefesinin sonuna kadar, kesesinin sonuna kadar millet diyen bu dava yıkılmamıştır, yıkılmayacaktır. O günden bugüne, sözleri ve özleri ile ders olmuş olan kıymetli demokratların emaneti olan Demokrat Parti milletindir.'' ifadelerini kullandı.
Dökmeciler'in Demokrat Parti'nin 71. kuruluş yıldönümü ile ilgili açıklamalarından bazı bölümler:
''Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu, Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır.
- Bir düşe ortak olmak için,bir hedefe birlikte yürümek için geldik
- Bir büyük davanın gerçek sahipleri olarak,Türkiye’nin bize ihtiyacı var diyerek geldik
- Türkiye’yi, Türkiye’nin siyasetini yeniden şekillendirip, tarihi bir sorumluluğa ortak olmak için geldik
- Biz demokratlarız
- Biz Demokrat Partiyiz
- Biz milletin sesiyiz
- Biz miletin ta kendisiyiz
- Biz Türkiyeyiz diyerek geldik
Yüreği Demokrat Parti için çarpan kıymetli dava arkadaşlarım;
Hepimizin bildiği gibi Demokrat Parti 7 ocak 2017 tarihinde Türk siyasi tarihinde 71.yılını tamamladı. Kuruluşumuz ve tarihimizle ilgili hafızamızı kısaca yoklamak gerekir ise ;
Demokrat Parti Türk siyasi hayatının en önemli kilometre taşlarından birisidir. 1950-1960 yılları arasında üst üste kazanılan 3 seçim ile iktidara hakim olmuş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27 yıllık iktidarına son vererek “Beyaz İhtilal” olarakta adlandırılan başarısı ile birlikte yeni bir döneme imza atmıştır.
Demokrat Parti iktidarı sırasında Türk siyasi hayatına yeni bir dinamizim gelmiş, üretim artmış, hızlı bir büyüme ve gelir artışı sağlanmış, aktif bir dış politika uygulanmıştır.
Demokrat Parti 1946 yılında Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatına adım attıktan 4 yıl sonra 14 mayıs 1950 tarihinde iktidar olmuş ve 10 yıl süren kesintisiz yönetimi ne yazık ki 27 mayıs 1960 yılında yapılan askeri darbe ile son verilmiştir.
Demokrat Parti kurulduğu günden itibaren halk tarafından büyük kabul görmesi nedeniyle iktidar, muhalefeti engellemek amacıla 1947’de yapılması gereken seçimleri 1946’ya çekmiştir.
Demokrat Parti seçime önce katılmama sonra katılma kararı alarak seçim temasını bu günde gerçek anlamda ihtiyacınız olan ’’Yeter Söz Milletindir’’ sözü üzerine inşa etmiştir.
1950 yılında Türkiye’nin nufusu 20.900.000 bin olup bu nüfusun yüzde 75’i kırsal kesimde yaşamaktaydı.14 mayıs 1950 yılında yapılan seçimlerde 7.953.055 oyun 4.250.000 nini yani yüzde 53’ünü alan Demokrat Parti 408 milletvekili ile 27 yıllık tek partili iktidarı yıkarak tek başına iktidar olmuştur.
Daha sonra yapılan 2 seçimde yüzde 58 ve yüzde 47 oy oranlarıyla iktidar olan Demokrat Parti daha önce belirttiğim gibi 27 mayıs 1960 yılında askeri darbe ile kendine ’’Milli Birlik Komitesi’’ adı veren cunta tarafından devrilmiştir.
Başta Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, Başbakanımız Adnan Menderes olmak üzere bir çok milletvekili ve il başkanları harbiye’ de göz altına alınmışlardır. Yaklaşık 11 aylık bir yargılama sonucunda ne yazık ki 15 eylül 1961 tarihinde açıklanan karar ile 15 kişi ölüm cezasına, 31 kişi ömür boyu hapis cezasına, 418 kişi de 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmış, 123 kişide berat etmiştir.
Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın 65 yaşı geçmiş olması nedeni ile ölüm cezası ömür boyu hapis cezasına çevrilmiştir.
Türk demokrasi tarihi’ne, Türk siyasi tarihine ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine utanç ve kara leke olarak geçen bu kararlar 16 eylül 1961'de Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın 17 eylül 1961'de ise Başbakanım Adnan Menderes’in imralı adasında idamı ile sonladırılmıştır.
hepsini büyük onur ve gurur ayrıca rahmetle anarken o günde bu günde söylediğimiz gibi;
’’Miting Meydanlarında Değil, Dar Ağacında Kefen Giyenlerindir Demokrat Parti’’
Tabi ki Demokrat Partinin ortaya koyduğu bu büyük dava 71 yılda kimi zaman Adalet partisi kimi zaman Doğru Yol Partisi adı altında şimdi de çatısı altında olmaktan gurur duyduğumuz ’’Büyük Türkiye’’ hayalinin peşinden koşan dava arkadaşlarımız ile “Demokrat Parti” adı altında devam ettirilmektedir.
Kıymetli dava arkadaşlarım;
Devlet yönetimini elde tutanların taraf olmamaları, devletin gücünü keyfiliye kaçmadan adil ölçüler içinde kullanmaları husumet ve garazdan uzak kalmaları gerekmektedir. Bu hem edilen yeminlerin hem de vicdanların gereğidir.
Bizler biliyoruz ki siyasi akımların arasında tercih yapmak hakkı yalnız ve yalnız millette aittir. Milletin iradesine baskı ve yön verme halinde bu yolda oluşturulacak parlementonun ve bu parlementonun çıkaracağı hükümetin başı dik ve ömrünün uzun olacağı söylenemez.Hepimizin bildiği gibi insanlar eşittir. siyasi partilerin iktidar yolunda en büyük ihtiyacı insan olmalıdır. bu nedenle teşkilatlarımızın yapıları önce biz il başkanları tarafından düzenlenmeli ve partimize yeni katılımlar sağlanmalıdır
İşte bu nedenlerle tüm demokratlar, tüm Türkiye sevdalıları;
Demokrat Parti'nin mecliste olması ve yeniden iktidara yürüyebilmesi için birlik ve beraberlik zamanıdır.
Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu, Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır. Bu ülkede demokrasi karşıtı her tertibin ilk hedefi demokrasinin kalesi olan Demokrat Parti olmuş; tanka, topa, tüfeğe ve idam sehpalarına direnmiştir. Nefesinin sonuna kadar, kesesinin sonuna kadar millet diyen bu dava yıkılmamıştır, yıkılmayacaktır. O günden bugüne, sözleri ve özleri ile ders olmuş olan kıymetli demokratların emaneti olan Demokrat Parti milletindir. Gururumuz ise bizlere kutlanası bir günü armağan etmeleridir. Bu gurur Türk Demokrasisi'nin, bu gurur Türk milleti’nindir.
Sözlerimi, böyle bir davanın neferi olmaktan duyduğum onurla ve elbet bu koca ömre emeği geçmiş tüm şahsiyetlere duyduğum şükranla bitirirken, bir kez daha bu davaya, kısacası millete hizmet etmiş tüm kahramanlarımızı, demokrasi şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.''
Demokrasi ışığının yandığı gün...
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/demokrasi-isiginin-yandigi-gun_378374