TÜİK kasım ayında enflasyonun 3,51 artarak yıllık bazda yüzde 21,31 olduğunu duyururken, çarşı pazardaki fiyatlar enflasyonun açıklanandan çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayında enflasyonun 3,51 artarak yıllık bazda yüzde 21,31 olduğunu duyurdu. TÜİK’in Kasım ayına ilişkin açıkladığı verilere göre, Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 21,31, aylık yüzde 3,51 arttı. TÜFE, Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,51, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 19,82, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 21,31 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Kasım ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 17,71, yurt içi üretici fiyatları yüzde 38,94 arttı. Aylık bazda TÜFE yüzde 3,51, Yİ-ÜFE yüzde 9,99 artış kaydetti. Enflasyon Araştırma Grubu ENAGrup ise kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin (E-TÜFE) yüzde 9,91 arttığını açıkladı. Kuruma göre 12 aylık fiyat artışı böylece yüzde 58,65 oldu.
Seçmenin gündemi hayat pahalılığı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın bıraktığı Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda Lütfi Elvan 13 ay kalabildi. Yeni Bakan Nureddin Nebati’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uyum içinde çalışacağına işaret eden AKP yönetimi, bu değişimin seçim öncesine denk gelmesine de büyük önem veriyor. AKP kurmayları, Erdoğan ve Nebati ikilisinin öncülüğünde uygulanacak düşük faiz-yüksek kur politikasına dayalı yeni ekonomik modelin piyasa ve halk nezdinde hükümete güveni arttırmasını bekliyor. Peki AKP’nin beklentisi ekonomideki göstergelerin yerine oturamadığı, muhalefetin erken seçim ısrarını arttırdığı bir dönemde mümkün olabilir mi? Seçmenin nabzını kamuoyu araştırmalarıyla tutan Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, bu soruyu DW Türkçe’ye “Seçmen ekonomi bakanının kim olacağıyla çok ilgilenmez. Seçmenin meselesi enflasyondur, hayat pahalılığıdır. Yani; ekonomik modeldir. Henüz modelin halka ve piyasalara güven verdiğini söyleyemiyoruz” şeklinde cevaplıyor.
Zenginleşmeden bahsedemezsiniz
Erdoğan’ın düşük faiz politikası yüzünden ters düştüğü Elvan’la yollarını ayırıp Nebati’yi Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturtmasını “kararlı ve tutarlı bir adım” olarak gören Selçuki, yeni ekonomik modelin seçmende karşılığının olup olmayacağını değerlendirenlerin öncelikle maliye bakanının kim olduğuna değil, modelin getirdiği değişime odaklanması gerektiğini savunuyor. Ekonomik modelin ihracat, turizm ve inşaat alanlarında büyümeye odaklı olduğunun anlaşıldığını anlatan Selçuki, Türkiye’de ihracatın zaten yüzde 65’inin ithalata bağımlı olduğunu hatırlatıyor. Selçuki, “Ucuz iş gücüyle maliyet avantajı sağlanılacaksa, o zaman evet belki büyüme sağlayabilirsiniz. Fakat fakirleşme getiren bir büyüme olduğunu da görmek lâzım. Halihazırda Türkiye’de 18 milyon maaş alan kişinin yüzde 43’ünün asgarî ücret veya yakınında bir maaş aldığını biliyoruz. Dolayısıyla asgarî ücretin yaygın ücret hale geldiği bir yerde büyümeden bahsedebilirsiniz, ama zenginleşmeden, refahın artışından, kalkınmadan bahsetmeniz mümkün değil” görüşünü dile getiriyor.