DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, “Farklı fikirlere ve ifadelere saygı duymazsak, bu ülkede huzur içerisinde yaşayamayız. Hele hele şiddeti teşvik eder ya da meşrÛ göstermeye başlarsak işte o zaman bu ateş hepimizi yakar” dedi.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Türkiye demokratikleşme ihtimalinin nefret söylemlerinin ve linç kültürünün meydana getirdiği kutuplaşmış siyasi iklim içerisinde boğulduğunu belirterek, “Bugün; hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı, kimsenin hukuki anlamda güvenliğinin kalmadığı, sadece gazetecilerin ve siyasetçilerin değil; artık Cumhuriyet savcılarının dahi tehdit edilebildiği bir ülke olduğumuz gerçeğiyle yaşıyoruz” dedi. Yaptığı açıklamada, toplumların gelişmesinin yegâne yolunun ifade hürriyeti olduğunu söyleyen Yeneroğlu, “İnsanların düşüncelerini özgürce açıklayamadıkları bir ülkede hiçbir gelişme mümkün olamaz. Nitekim farklı fikirlere ve ifadelere saygı duymazsak, bu ülkede huzur içerisinde yaşayamayız. Hele hele şiddeti teşvik eder ya da meşrû göstermeye başlarsak işte o zaman bu ateş hepimizi yakar. Her eleştireni vatan haini, terörist olarak yaftalamak ve benim gibi düşünmeyen herkes ‘millî güvenlik için tehdittir’ anlayışıyla siyasete ve özgür düşünceye sınırlar çizmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür” diye konuştu.
NEFRET DİLİ ÜLKEYİ FİKİR ÇÖLÜNE DÖNÜŞTÜRMEKLE KALMAZ
Siyasilerin kullandığı nefret dilinin, herkesi terörist ilân eden zehirli ifadeler sadece ülkeyi bir fikir çölüne çevirmekle kalmayacağını da söyleyen Yeneroğlu, “Bu hoşgörüsüzlük bir süre sonra daha yaygın şiddete dönüşür. Şiddetin olduğu yerde; silahların, sopaların konuştuğu yerde ise söz anlamını yitirir. Sözün devre dışı kaldığı, siyasal şiddetin siyasetçilere ve gazetecilere yöneldiği bir ortamda demokrasiden söz edilemez. Ne toplumsal huzur ne de ekonomik refah böylesine baskıcı bir iklimde hayat bulamaz.”